Sayfalar

19 Mart 2014 Çarşamba

islam ve Kuran: Amin Kelimesinin Kökeni

islam ve Kuran: Amin Kelimesinin Kökeni

Kuran’ın en önemli suresi olarak Fatiha görülebilir. Allah’a İmanı özetleyen bu sure bu nedenle Namazlardaki tüm rekatlar da okunur. Toplam 7 ayetten oluşur.

1-Bismillahirrahmanirrahim
2-El hamdü lillahi rabbil alemin
3-Er rahmanir rahiym
4-Maliki yevmid din
5-İyyake na'büdü ve iyyake nesteiyn
6-İhdinas siratal müstekiym
7-Siratallezine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve lad dallin


Anlamı :
Bismillahirrahmânirrahîm 
Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah'a mahsustur. 
Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. 
Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.

Müslümanlar Fatiha suresini ister namazda ister başka bir şekilde dua ederken okurken okuduktan sonra “AMİN” derler. Ancak Kuran-ı Kerim’de “Amin” kelimesi hiçbiryerde geçmemektedir. Dahası Kuran’da bir çok surede Muhammed’in sadece bir elçi – uyarıcı olduğu Allahın sözlerine bir şey eklemesinin mümkün olamayacağı önemle vurgulanmaktadır. Mesela Alttaki kuran ayetlerine bakılabilir.

Hakka suresi 43. O ( kuran), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. 44, 45. Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık.46. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.47. Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.

Peki Müslümanlar Allahın Kuranda indirdiği Fatiha suresine neden ekleme yapıp sanki Allahın indirdiği sure eksikmiş gibi Fatiha’nın sonunda Amin demektedirler.
Evet, Tahmin edilebileceği gibi bunun nedeni Muhammed’e atfedilen bir hadisdir. Buhari’nin sahislerinde yer alan bir hadise göre :

Ebu hureyre anlatıyor: Allahın resulü dedi ki, Namazda İmam fatiha’yı okurken “mağdubi aleyhim ve lad dallin” dedikten sonra “amin” deyiniz. Amin diyenlerden kimin sözü , amin diyen bir meleğin sözü ile aynı anda olursa o kişilerin geçmiş günahları affedilir.

Üç büyük dinlerde Amin kelimesin ilk kullananların yahudiler olduğu sanılıyor. Onlardan hristiyanlara geçmiştir. Amin kelimesinin ana kaynağını konunun sonuna doğru belirteceğim. İslam’a ise ya hristiyanlardan ya da Yahudilerden geçmiştir. Bu hadisin verdiği şevk ile Amin kelimesi islam’a muhammedin ölümünden 200-300 yıl sonra tamamen yerleşmiştir. Hadisler dışında sahabelerin Amin dediklerini anlatan herhangi bir kaynak yoktur. Amin kelimesini kuranda değil ama uygulamada fatihaya sokan Hadisler ise Muhammed’in ölümünden en erken 200 yıl sonra toplanmış olup sağlamlığı tartışmalıdır.

Amin kelimesi şu andaki dinsel literatürde “öyledir-bu şekildedir” anlamına gelmekte olup hangi duadan sonra söylenirse amin diyenin o duayı onayladığı-kabul ettiği-iman ettiği anlamına geldiği savunuluyor.

Şimdi dananın kuyruğunun koptuğu yere geliyoruz. Amen olarak diğer dinlere yayılan Bu amin kelimesinin kökü nedir. Amin kelimesinin kökenini anlatan prestijli bir ansiklopediden okuyalım.

Columbia Encyclopedia, 6th Edition 2001 ‘den alıntı. 

Amon or Amen, Egyptian deity. He was originally the chief god of Thebes; he and his wife Mut and their son Khensu were the divine Theban triad of deities. Amon grew increasingly important in Egypt, and eventually he (identified as Amon Ra; see Ra) became the supreme deity. He was identified with the Greek Zeus (the Roman Jupiter). Amon's most celebrated shrine was at Siwa in the Libyan desert; the oracle of Siwa later rivaled those of Delphi and Dodona. He is frequently represented as a ram or as a human with a ram's head." 

El-velehan Çevirisi : Amon yada Amen, Mısır Tanrısıdır, Thebes ( büyük iskenderin milattan önce 336 yılında yerle bir ettiği antik mısır şehri) şehrinin en büyük tanrısıdır. Tanrı AMEN ve onun karısı Tanrıça MUT ve oğulları KHENSU , Thebelilerin dinlerindeki üçlü tanrılardır. Amon inancı zamanla büyüyerek Mısırda önemli hale geldi ve sonunda amonra - RA olarak tanımlanan en üstün ilahi varlık durumuna geldi,……….. 

Mısır seyahat ve antikalar broşüründe tanrı Amen kelimesinin kökü olarak şunlar yazmaktadır. 

"Of the attributes ascribed to Amen in the Ancient Empire nothing is known, but, if we accept the meaning "hidden" which is usually given to his name, we must conclude that he was the personification of the hidden and unknown creative power which was associated with the primeval abyss, gods in the creation of the world, and all that is in it. The word or root amen, certainly means "what is hidden," "what is not seen," "what cannot be seen," and the like, and this fact is proved by scores of examples which may be collected from texts of all periods. In hymns to Amen we often read that he is "hidden to his children, "and "hidden to gods and men," and it has been stated that these expressions only refer to the "hiding," i.e., "setting" of the sun each evening, and that they are only to be understood in a physical sense, and to mean nothing more than the disappearance of the god Amen from the sight of men at the close of day. Now, not only is the god himself said to be "hidden," but his name also is "hidden," and his form, or similitude, is said to be "unknown;" these statements show that "hidden," when applied to Amen, the great god, has reference to something more than the "sun which has disappeared below the horizon," and that it indicates the god who cannot be seen with the mortal eyes, and who is invisible, as well as inscrutable, to gods as well as men." 

Tamamını çevirmiyorum. ilginç konu olduğu için meraklısı tamamını okuyabilir. Biz Sadece amen kelimesinin anlamını arıyoruz.Kelimenin tam anlamı kesin bilinmemekle beraber, “saklı” “görülemeyen” anlamında olduğu kabul ediliyor.tanrı olarak tapılan nesnelerin ( güneş vs) battıktan sonra görülememesi bu inanca yol açmış. "AMEN" , saklı tanrı- görülemeyen tanrı demektir.

Yahudilerin mısır krallığında köle olarak kullanıldıkları 400 yıllık dönemde ( milattan önce 1550-1070) AMEN mısırda inanılan “görülemeyen saklı kral Tanrı” idi. 400 yıllık kölelik dönemi sonrasında Yahudilerin bu ismi unutmaları imkansızdı.
Ne kadar ilginçtir ki, üç büyük din inanırları milyarlarca Müslüman , hristiyan, Yahudi dualarından sonra amen yada amin diyerek eski bir mısır Tanrısını anmaktadırlar. Kurandaki Fatiha suresini okuyup Allaha iman eden bir Müslüman , arkasından Kuranda olmayan bir sözü fatihaya ekleyerek eski bir mısır tanrılarından birinin ( en büyüğünün ) adını andığını ve duası ile çeliştiğinin farkında bile değildir.

kaynak:http://forumeydan.15.forumer.com/a/quotaminquot-kelimesinin-kkeni_post779.html


Amin kelimesi geleneksel islama Hiristiyan yada yahudi kaynaklarından hz. Muhammedin ölümünden 200-300 sene sonra hadis kitapları ile birlikde girmiştir. Aslında işin aslı amin kelimesi Hiristiyanliga Yahudilikden gecmiştir.Bu konu hakkında detayli bilgiyi Katolik Ansiklopedisi Birinci Cilt Sayfa 1907 bulabilirsiniz. (Catholic Encyclopedia Vol. 1 1907 )

" Amin kelimesi hic degişmeden Ibraniceden Kilise litaraturune gelmiş kelimelerden birisidir. Bu kelime o kadar SIKLIKLA bizim kurtarıcımızın ağzında tekrarlanmıştir ki, Trent Konsuli, Kutsal Ruh bunun Tanrinin Kilisesi tarafindan kullanilmasina memnun olmustur...."

Isin ilginc tarafi bu ansiklopediye gore Kutsal RUH, bunu Hz isadan duydukdan sonra, soylenmesini istiyor.

Oxford Ingilizce sozlugu Amin kelimesnin anlamini soyle aciklamakdadir. Unlem olarak yada isim olarak anlami “ Olsun” ve Duanin sonuda soylene bir kelimedir. Kelimenin kok harfleri olan AMN harfleri Ibranicede su anlamlara gelmekdedir.; Egitmek, ogretmek, gercek, guvenilir, onaylamak, guven, SADIK olma ve anlasmadir. Bu kelime kokeni arapca kokeni olan Elif-Min-Nun ile aynidir. Bu kelimeye Qurandaki kok haflerine gore bakarsak (Lughat-ul-Quran (Quran Lexicon) by G. A. Parwez 4th Edition 1998) , Kuranda hic bir sekilde “Amin” kelimesi gecmemekdedir.

PUTPERESTLIKLE Olan Baglantilari

Geleneksel muslumanlar genelde soyle derler. Amin kelimesi Kuranda gecmeyebilir ama Hz Muhammed bize soyleyin dediyse elbetde soyleyecegiz. Ayrica yanlis bir anlami olmadiginda soylenmesiden neden sakinca olsun derler. Bununla birlikde Amin kelimesnin koklerini arastirdigimizda bu kelimenin Puta tapicilik Paganismden geldigini goruyoruz. Colombia Ansiplopedisi 6.ci Baskisi 2001 soyle denilmekdedir.

Amon yada Amin Thebesin bas tanrilarinin adi idi. Kendisi karisi MUT ve ogullari Khensu Kutsal Theban ...sayilirlardi.Amon yada Aminin Misirda onemi gittikce arti ve Amin sonunda Misirin bas Tanrisi oldu. Sonunda isminde Amin Ra yada Amon Ra olarak degisti. Hatta Yunalilarin tanrisi Zeus ile es konusluyordu. Aminin en onemli tapinagi Libya collundeki Siwa dadir. Sivanin tep noktasi sonralari Delphi ve Dodana olarak bilinirdi. Amin SIK SIK KOC yada insan basli koc olarak temsil ediliridi.

Misirin Seyathet ve Antika El Kitabi AMIN isminin anlamini soyle aciklamakdadir.

Eski Misirda Aminin ozelikleri hakkinda bilinmeyen bir cok ozellik olmasian ragmen, isminin anlamini "SIR" olarak kabul edebiliriz. "Isminin "SIR " anlamina gelmesi kendinin tanri olarak Dunyayi yaratan gucle olan iliskisine dayanmasindandir. Amin kelimesnin anlami gercekden " SAKLI OLAN" "GORULMEYEN" "GORULEMEYEN" dir. Bu gercek o devirden kalan bir cok kaynakda belirtilmekdedir. SIK SIK Amin kelimesini " COCUKLARINDAN SAKLANAN", TANRILARA VE INSANOGLUNA GORULMEYEN" yada Aksam Batan Saklana Gunes icinde kullanilmakdadir. Bunlar fiziksel anlamlari olsa bile asil anlami gun batiminda Tanri Aminin Insanlain gozunden kaybolmasidir. Sadece Tanri Aminin gozden kaybolmasi degil ayni zamanda isminin ve yapisininda Gozden kaybolmadir. Bu buyuk Tanrinin kaybolmasi aksam gunesin ufukda kaybolmasina benzetilmistir. Yani Olumlu olan insanin gozleri Bu Amin tanrisini gormez anlamidan kullanilmistir. Hem insan hemde diger Tanrilar artik oni goremez anlaminda kullanilmistir.

Aslinda bu GORUNMEZ TANRININ bugun bile Muslumanlari, Yahudileri ve Hiristiyanlari aldatan Seytan oldugunu soyleyebiliirz.

Amin ile ilgili makaleye daha dikkatli baktigimizda "Amin" yada "Amin-RA" adli tanriya tapmanin sirf Misirlilar arasinda degil, ayni zamanda o zamanin Misirinda yasayan yabancilar arasinda da yaygin oldugunu goruyoruz.

"Amin-RA tanrisina tapmak Thebesin hem guneyine hemde kuzeyine yayildigini goruyoruz. Onunla ilguili tapinaklari inceledigimizde Amin Tarsina tapmain Misirin somurgeleriden olan Suriye, Nubia , Oasese bile sicradigi goruyoruz. Yukari Misirin Merkezleri Thebes, Herakeopolis Magna, Asagi Misirdada Memphis, Sais, Xois, Metelis, Heliopolis, Babylon, Mendes, Thmuis, Diospolis, Butus, ve Kemmis Adasi; Libya colundede Kenemet Oases, Aminin Jupiteri; Nubiada ise Sabua Vadisi, Ebu Simberl, Napata ve Meroe; Ve Suriyedede bir cok yer Diaspolis diye cagriliyordu.

Amin, karisi Mut ve ogullari Khensu Theban kabilesinin kutsal insanlariydi. Isadan once 1550-1070 yillarinda Thebesin Misirin baskenti oldugu zamanlarda Amin Misirda TANRILARIN KIRALI olarak biliniyordu. Unutmayalim bu Yahudilerin o bolgede KOLE olarak yasadigi donemdir. Bellki 400 kolelikden sonra Yahudiler Tek Tanri inancini kaybedip , Paganismim Putculuga yonelmislerdir. Eger 40 yillik surgunde Altin Buzagi yapip ona tapiyorlarsa, Amin kelimesinin yahudilerin diline girmesini kabul etmek pek sacma olmayacakdir. Yahudilerin dillerin giren bu kelime daha sonra hiristiyanlar ve Muslumnlarin diline girmistir.

Supheli goz ile olaya bakanlar Misirin Tanrisi "Amin" ile gunmuzdeki "Amin" kelimesinin farkli oldugunu ileri surebilirler. Simdi Katolik Asiklopesi Birinci Cilt 1907 deki makaleye bakarsak, bu iksi arasindaki baglantiyi bilerek yada bilmeyerek guzel aciklamakdadir.

" Sonuc olarak sunu soyleyebiliriz ki, "Amin" kelimesi ilk Hiristiyan kaynaklarinda pek SIK gorulmesede SIK SIK anathemas ve Gnostic hecelemelerde kullanilmistr. Daha detayina bakarsak

Amin kelimesini olusturan Yunanca kelimedeki harflerin temsil ettikleri sayisal anlamlara bakarsak toplamlari 99 esitdir. (alpha=1, mu=40, epsilon=8, nu=50), bu rakam Misir kokenli yazitlarda gorulmekdedir. Ve genelde bir cesit mucize ile anilmakdadir. Sunu belirtmeliyiz ki Amin kelimesi hem Yahudiler hemde Muslumnlar tarafindan kullanilmakdadir.

SONUCLAR

Bu makaleden bir cok sonuc cikarabiliriz.

1. Kuranda ”Amin” keliemesi hic bir sekilde gecmez ve islama Hadisler ile girmistir. Ikincisi Geleneksel Muslumanlar Kuranda olan bu kelimenin Incil ve Tevrata olabileceginden dolayi Hiristiyanlarin ve yahudilerin bu kelimeyi kullandiklarini sanabilirler.

2. Ayrica gunumuzdeki anlamiyla “amin” kelimesinin kullanilmasinin ne sakincasi var diyebilirler. Ama gercek bir musluman simdi “amin” kelimesnin gercek anlamini ve Puta tapicilikdan , paganismden geldigini bildikden sonra bundan sonra gonul rahatligi ile “ AMiN” diyebilirmi ? Allaha olan bagliligimiz baska bir kelime ile ifade edemezmiyiz.

3. Bu makaleden cikaracagimzi digger bir sonuc ise sudur. Muslumanlarin Kurandan sonra ikinci kaynak olarak kabul ettikleri Hadisleri sorgulamamizdir. Kuranin hic bir yerinde bu tur ” BUYULEYICI ” Kelimler kullanmaiz gerektigini belirten ayet yokdur. Muslumnlar Kurani tek kaynak olarak kabul etmelidirler.

Son olarak, Orta yolu secen ve SAHiH hadisleri Kabul edelim diyen muslumnalar olacakdir. Bu makaleyi okudukdan kaymagi suttten ayirmak mumkun mu? aynen sahih ve sahte hadisleri ayirmak gibi. Muslumnlarin en onemli gorevlerinden biriside kendine gelen bilgiyi sorgulmasidir.

Isra 36 Ve la takfü ma leyse leke bihi ilm innes sem'a vel besara vel füade küllü ülaike kane anhü mes'ula

Isra 36 Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur

Umariz okuyucularimiz butun ikinci derece kaynaklari red edip, Kurani ve yanlizca Kurani kaynak olarak Kabul ederler.

Enam 106 Sen, Rabbin cânibinden sana vahyolunana tâbi ol, O'ndan başka ilâh yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir.


kaynak:http://www.islamgul.com/karisik-konular/7281-amin-kelimesinin-kokeni.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder