Sayfalar

13 Nisan 2014 Pazar

Bitkilerde Etimoloji

Ağaçlarda etimoloji konulu bir başlık daha var . Buraya yazacak arkadaşlar ağaç ve çalı dışı bitkileri yazarlarsa daha iyi olacak. Türkçe ve taksonomideki Latince karşılıklarının etimolojisi yazılabilir.
İlk maddeyi ben yazayım. Gerçi ağaçlarda etimoloji ye de yazdım ama ..

Vigna caracalla ya eski İstanbullular Zülf-ü aruz derler.
Bu da sevgilinin perçemi, saçı anlamına gelir.

Arapçası nebat.
Latince planta ,
grekçe pelagos.
Azericesi de aynı.
Diğer türki lisanlarda ösimlik , ösümdük , üsimlik gibi kelimeler kullanılıyor.
 
Yaprak : Eski Türkçe'de yapmak :kapamak örtmekten geliyor. yapurgak.. yapırgak.. yapırkak.. yaprak. yap kökünde örtmek ,kapamak , gizlemek gibi anlamlar saklı. Ağacı örten kaplayan anlamında. Tüm türki lisanlarda da benzer sesçe benzer kelimelerle ifade ediliyor.
 
Odun: od dan gelir. Eski türkçe od ateş, sıcaklık demektir. İngilizceye hot olarak geçmiştir
 
Bostan: Büistan
Bü: farsça güzel kokan anlamına gelir
İstan: Farsça yer, diyar, memleket, durak anlamına gelir
Bostan güzel kokan yer demektir
 
Tomurcuk: Tömür
Töm: eski türkçe şişmek, yuvarlak, küre anlamında kullanılır.
Tömürmek : şişmek, kabarmak

(tümör kelimeside bu kökten geliyor olabilir.)

Evet şimdi baktım, tümör kelimesi latince tumor kelimesinden geliyormuş, anlamı şişik yumru demekmiş. demek ki latinceye eski türkçeden geçmiş
 
Yeşil: Yaş-ıl, taze bitki, yaş bitki rengi
Mavi: mayi den gelir. Mayi arapça Ma kökünden helir. Sıvı, su demektir.
Sarı : Zar dan gelir. Zar arapça altın demektir
Turuncu: Turunç dan gelir. Portakal rengi. İngilizcesi Orange, fransızcasıda oranj herhalde
Beyaz: Beyzadan gelir, arapça yumurta demektir. (Demek ki orda tavuklar beyaz yumurtluyor)
Lacivert: Farsçca Lajvertden gelir. Gök rengi bir taşın adıdır.
Siyah: Farsça siyav kelimesinden gelir.
 
Güney: Gün-ey (gün yönü)
Kuzey: Kuz-ey (karanlık yönü) (kuzgun da aynı kökten gelir, kara kuş, karanlık kuş demektir)
 
Rakkamların kökeni ile ilgili olarak "Karagöz'le Hacivat neden öldürüldü?" filminde çok güzel bir sahne vardı. Anmadan geçemeyeceğim
Serçe parmağı, pırr diye uçar serçe
yüzük parmağı, serçe parmağının eki
orta parmak, en taki
işaret parmağı, adamı dürtmeye yarar
baş parmak, en baştaki

pırr, eki, uç, dürt, baş
bir, iki, üç, dört, beş
 
Maydanoz:grekçe makedoniesis Makedonya otundan geliyor. Osmanlıca midenuvaz (mideokşayan) kelimesi makedoniesisin bozulmuşu.
 
Begonvile: Fransız denizci ve sayyah Louis Antoine de Bougainville'in isminden gelir
 
Şebboy: farsça şeb-ünbüy kelimelerinden gelmiştir. Gece kokan anlamına gelir.
 
Tarla: tarıglak kelimesinden gelir. Eski türkçe kökenlidir. Tarıglak kelimesi ise darı kelimesinden gelir. Darı ekmek manasında.
 
Papatya: Farsça batüte kelimesinden gelir. 14üncü yy.a kadar babüne babadça kelimeleri kullanılmıştır.
 
Sebze : Farsça sebz =yeşil den geliyor. Yani sebze derken yeşillik demiş oluyoruz.
 
Hevenk: farsça aveng kelimesinden gelir. asılı olan, sallanan şey demektir.
 
Çay: farsça çay kelimesi dilimize aynen geçmiştir. Farsçaya çince ça kelimesinden geçmiştir
 
Kabak: Eski Türkçe'de kabağ Kapamakla ilgili kapak (kapalı olan kabukla kuşatılmış). Tüm türki lisanlarda benzer kelimelerle ifade ediliyor.
Kavun: Eski Türkçeden tüm türki lisanlara aynen geçmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder