Mukayesetul-Lugateyn
Tarihin en eski dillerinden olan Türkçe, Türklerin çok geniş ve değişik
. coğrafyalarda -hakimiyet kurmuş olmalarından dolayı çeşitli dillerle temas
içinde olmuş, onlarla etkileşimde bulunmuştur. Ttirk dilinin en çok etkilşim:
de bulunduğu dillerin başında Farsça gelir.·
. Bugün Farsça olarak adlandırdığımız Yeni Farsça veya Deri Farsçası,
Orta Farsça dil ailesinden Pehlevi dilinin bir kolu olarak M.X. yüzyılın ikinci
yarısından itibaren Doğu İran'da ortaya çıkmış, kısa bir.sürede yazı dili haline
gelmiş, IX. ve X. yüzyıllarda Sistan, Horasan ve Maveraμnnehr'de bu.dili
kullanan şairler ve yazarlar. yetişmiştir.
· Farsçanın edebi, siyasi ve ilmi bir dil olarak resmiyet kazanniasıııuı başlangıç
tarihinin1 İran asıllı hanedanlar olan, 820-872 yılları arasında Horasan'
da yarı bağımsız bir devlet kuran Tahiriler ile İran'ın doğu bölgelerinde
868-903 yılları arasında bağımsız olarak hüküm süren Saff ariler zamanına
kadar uzandığı söylenirse de Farsçayı- önemli bir edebiyat dili haline getiren,
874-999 yılları arasında Maveraünnehr, Sistan ve Buhara'da hakimiyet kurmuş
olan yine İran asıllı Samanlılar. hanedanıdır. Bu hanedan mensupları,
Farsça'ya büyük bir ilgi göstermişler,· Farsça yazan şairleri teşvik etmişler;
manzum ve mensur eserlere ödüller vermişler, devrin önernii eserlerinden sayılan
Tarih-i Taberi ve Kelile ve Dim gibi eserlerin Arapçadan farsçaya ·
çevrilmesinde ön ayak olmuşlardır. Onların Fars dili ve edebiyatına göster
dikleri bu ilgi, Tahiriler ve Saffariler devirlerinde sadece birkaç şiir örneği
bulu,nan Fars edebiyatının büyük bir hızla gelişmesine sebep olmuştur. Rudeki,
Dakiki ve Kisai-i Mervezi gibi İran edebiyatının öncüsü sayılan birçok
şair ve yazar onların sarayında yetişmiştir.
https://yadi.sk/i/WmLgmUQ3rVeGC
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder