Çocuklarıyla yarı Türkçe yarı Almanca konuşan anne-babalar, çocuklarının hem sosyal, kültürel hayatını, hem de eğitim hayatını riske sokuyor. Çocukların anadilinin anaokuluna gidene kadar sağlam bir şekilde oturması gerektiğine işaret eden konuşma terapisti Neslihan Cantı, anadilini öğrenemeyen bir çocuğun zaten ikinci bir dili öğrenmesinin de zor olduğunu söylüyor.
| |
Konuşma terapisti Neslihan Cantı, çocuklarının Almancayı daha iyi öğrenmesi için küçük yaşlarda Almanca konuşan anne-babaları uyardı. Bergkamen-Werne şehrinde yaşayan Cantı, çocukla yarı Türkçe yarı Almanca konuşulmaması gerektiğini söyledi. Türk kökenlilerin iki dil ve iki kültür arasında yaşadığını ifade eden Cantı, “Bu bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Anne-babalar çocuklarıyla Türkçe konuşsun. İnsanın kimliğinde en önemli etken kendi kültürü ve kendi ana dilidir. Ana dilini öğrenemeyen bir çocuk ikinci bir dili nasıl öğrenecek?” diye konuştu. Çocukların dört yaşına kadar cümle kurmaya başladığını dile getiren uzman, bu dönemde ilk önce tek dil öğretilmesi gerektiğini kaydetti. Bu açıdan çocukların anaokuluna başlayana kadar kendi ana dilini öğrenmesi gerektiğine işaret eden konuşma terapisi uzmanı Cantı, ‘Çocuk ikinci dil olarak Almancayı daha sağlıklı bir şekilde anaokulunda ve ilkokulda öğrenirse başarılı olur. Böylelikle Almanca dili fazla erezyona uğramaz.” dedi. Bebeklere dokuzuncu aydan sonra masal ve hikaye kitapları okunmasını tavsiye eden Cantı, “Hikayeler çocuğun dikkatini çeker. Gözleri, kulakları ve beyni harekete geçer. Bu da çocuğun gelişmesine katkıda bulunur. Televizyonda çocuklara saatlerce çizgi film seyrettirmeyin. Bunun en büyük dezavantajı televizyonda oynayan çizgi film hızlı hareket ettiğinden dolayı çocuğun dikkati dağılır ve gelişimine katkısı olmaz.” ifadelerini kullandı. Sosyal faaliyetler içinde olan anne ve babanın çocuğu da aktif hale getireceğini ifade eden Cantı şöyle konuştu: “Sosyal faaliyetler çocuğun gelişimine katkı sağlar. Türk çocukları anaokulunda veya ilkokulda Almancayı Alman arkadaşları ile konuşarak geliştirecektir. Aileler içine kapanık olmamalı çevrede olup bitenleri görmeli, başka ailelerle diyalog kurarak toplumun içinde yer almalı. Sosyal hayatın içinde büyüyen bir çocuk daha iyi konuşacak, etrafıyla daha ahenkli bir iletişime geçecektir.” Okula yeni başlayan çocukların bazı testlerden geçirildiğini ifade eden uzman, bu testleri ağır bulduğunu, bu testleri bazı göçmen çocuklarının geçemediğini belirtti.Anne ve babalara bu konuda büyük görevler düştüğünü anlatan Cantı, ailelere çocukların eğitiminde son anda önlem almamaları gerektiği yönünde uyarıda bulundu. |
Sayfalar
▼
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder