Sayfalar

4 Haziran 2014 Çarşamba

köprü kelimesinin etimolojisi

                                  Köprü ‘iki yakayı birbirine bağlamak için yapılan yapı’. Yerel ağızlarda körpü olarak geçer.
~ Tkm köpri. - Nog köpir. - KKlp köpir. - Blk köpür. - Krg köpürö. Kırgızlar köpüru ve köpürük biçimlerini de kullanırlar. - Kzk köpir. - Özb koprik.- Alt, Tub kömrü. Altay Türkleri köprüye kür adın da verirler. Bu adın Moğolcadan geldiği anlaşılıyor (Räsänen: V 310 a). - Tel kömür. Teleütler kör adını da kullanırlar. Altayca kür biçimi gibi, bu ad da Moğolcadan alınmıştır. - Sag köbür. - Mad köbürtke. - Sag kübürtke. Madırca ve Sagayca köbürtke (> kübürtke) biçimlerindeki -t- sonradan türemiştir. - TatK kübir. - Tuv kövürüg. - Yak kürbe, {rbe. Yakutça kürbe’nin göçüşme (métathèse) sonunda ortaya çıktığı açıktır (kübre > kürbe). Başındaki k-’nin düşmesi üzerine {rbe biçimini aldığı anlaşılıyor (Eren: TDAY 1953, 165-166). - Çuv kĕper.
 
 
                  En eski kaynaklardan başlayarak kullanıldığını görüyoruz (köprüg). Orta Türkçede de köprüg olarak geçer. Eski Kıpçakçada köprü, köpri biçimleri kullanılır.
Grekçede köprüye verilen γέφũρα adından alındığı yolundaki eski görüşün son yıllarda da ara sıra dile getirildiğine tanık oluyoruz. Ancak Grekçe γέφũρα’nın *δέφυρα’dan geldiği anlaşılıyor (Windekens: Dictionnaire étymologique 54). O açıdan Grekçe *δέφυρα’nın Türkçe köprüg biçimiyle birleştirilmesi kolay kolay düşünülemez. Kaldı ki Grekçe γέφũρα Eski Tόrkηe köprüg biçiminin sonundaki -g’yi de karşılayamaz.
Türkçe köprü’nün köpür- kökünden gelen bir türev olduğu anlaşılıyor. Bu görüş Clauson’dan başlayarak ağırlık kazanmıştır. Ancak, Clauson’un belirttiği gibi, köpür- köküyle köprü arasındaki anlam bağı açıklanmaya muhtaçtır.
Arapça kûbri ‘pont’ Türkçeden alınmıştır. Türkçeden Balkan dillerine de geçmiştir: Srp ćůprija; Blg kjuprija vb. (BER 3: 253; Skok: EtRj 1: 365).
Eski çağlardan kalma bir alıntı olarak Moğolcada da kullanılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder