Sayfalar

31 Temmuz 2014 Perşembe

Diller arası Temas


Diller arası Temas

 

Farklı dilleri konuşan kişiler arasındaki ilişkilerin (contacts) çok çeşitli sonuçları olabilmektedir. Bazı durumlarda birkaç tane sözcük ödünç alınabilirken bazı durumlarda ise bir dil yeniden şekillenebilir. İlişkilere dayalı bu tür sonuçların birkaç nedeni vardır: farklı dilleri konuşan gruplar arasındaki sosyal, ekonomik ve politik ilişkiler, gruplar arasındaki iletişimin  zorunlu olduğu durumlar, konuşulan diller arasındaki benzerliğin derecesi. Bu nedenlerin bir dilden diğer bir dile ne kadar etki edebileceğini ise, farklı dilleri konuşan gruplar arasındaki ilişkinin derinliği, yoğunluğu veya genişliği belirlemektedir.

 

 

 

Birçok dil, bir diğer dil ile olan ilişkisinden dolayı, birçok özelliği  içerisine transfer edebilmektedir. Örneğin, tarih boyunca İngilizce; Fransızca, Latince, Yunanca ve başkaca dillerden büyük ölçüde ödünç sözcükler almıştır. Bu tür transferlerde, farklı dilleri konuşan dil konuşucularının gerçekte birbirleriyle doğrudan doğruya iletişim kurmalarına gerek yoktur. Transfer; yabancı dil öğretmenleri, dinsel metinler, yazınsal metinler, sözlükler vb. etkenler aracılığıyla da gerçekleşebilir. Diğer birçok iletişim durumları çeşitli türden dil transferlerinin ortaya çıkmasına yol açmış, transfer derecesinin artması sonucunda da ortaya sık sık yeni bir iletişim dili çıkabilmiştir.

 

Birbirleriyle ilişki içerisinde olan küçük gruplar arasındaki ilişkiler, çok dillilik veya karşıt diller arasında geniş sözcük ve dilbilgisi yayılımını içerebilmektedir. Bu durumu örnekleyen yerler içerisinde, Papua Yeni Gine (700'den fazla dil konuşulmaktadır), Amazon havzası ve Avusturalya çölü gibi bölgeler gösterilebilir. Buna karşın, farklı dili konuşan gruplar arasında coğrafi yakınlık olsa bile, dil transferleri oldukça az olabilmektedir. Buna örnek olarak, farklı tipolojik dil konuşucularının bulunduğu Balkan Dil Alanı verilebilir. Bu dil alanı (linguistic area veya Sprachbund) içerisindeki diller (Yunanca, Arnavutça, Bulgarca, Romence vb.) yüzyılarca birbirlerinden etkilenmişlerdir. Ne varki ortak sözcükler oldukça azdır. Bazı sözdizimsel özelliklerde ortak benzerlikler görülse de bu benzerliklerin kaynağı hakkında farklı varsayımlar ortaya atılmıştır.

 

Yukarıda sıralananlar dışında başkaca ilişki türleri de vardır. Birkaçını maddelendirerek vermek mümkündür:

 

1. Aynı topluluk içerisinde ikidilli veya çokdilli konuşucular olabilir. Bu durum çok farklı dillerin birbirlerine büyük ölçüde yaklaşmasına neden olabilmektedir. Buna benzer bir durumu Hindistan'ın bir köyü olan Kupwar'da görmek mümkündür. Kupwar'da Urdu, Marathi ve Kannada dilleri konuşulmaktadır. Dolayısıyla, bu üç ayrı dilin birbirine büyük ölçüde yaklaştığı söylenebilir.

 

2. Bir başka toplulukta, kullanılan iki düzenek (code), düzenek değiştirme sürecinin oldukça girift olmasına veya düzenek karıştırmaya (code mixture) neden olabilir.

 

3. Bazı topluluklarda kullanılan farklı diller oldukça düzenli olarak birbirinden ayrılabilir. Yani, düzenek kaydırma (code switching) süreci iki düzenek birbirine karışmadan gerçekleşiyor olabilir. Örneğin, bir dil evde veya günlük yaşamda (resmi olmayan ortamlarda) kullanılıyorken diğer dil okullarda, bürokraside, yani resmi ortamlarda kullanılıyor olabilir. Bu tür kullanımlar iki değişkenli dil (diglossia) olarak adlandırılmaktadır.

 

4. Bir toplumdaki düzenek tercihi güç ilişkilerini (power relationships) de yansıtıyor olabilir. Yani, kullanılan düzenekler etnik veya kültürel kimliklere gönderimde bulunuyor olabilir.

 

 

 

Diller arası İlişkilerin Dinamikleri

 

Diller arası ilişki durumlarıyla ilgili olarak genellikle iki tür çatışan güç vardır: Karşılıklı etkileşim (interaction) için yeterince etkili bir iletişimin gerçekleştirilmesine ihtiyaç vardır (uzlaşma dinamiği [dynamics of accommodation) ve grup kimliğinin ayrılığını korumaya yönelik gereksinimler vardır (grup bağlılığı [group loyalty]). Uzlaşma dinamiği, diller arasındaki yakınlaşmaya, anlaşmaya, uyuma gönderimde bulunmaktadır. Grup bağlılığından kaynaklı dil kullanımları ise, diğer dillerle olan uzaklığa veya ilişkiler ve dolayısıyla dil konusunda sınırları korumaya yönelik bir dinamiğe gönderimde bulunmaktadır. Uzlaşma dinamiği, diller arasında sözcük alış verişini artırır, bir dile ait özelliklerin geniş bir alana yayılmasına neden olur ve kimi bölgelerde insanlar arasında ikidilliliğe veya düzenek değiştirmeye yönelik bir gönüllülük ortaya çıkabilir. Grup bağlılığı ile ilişkili olan dinamik, tasfiyeci bir akımın ortaya çıkmasına neden olabilir. Böylece, yabancı bir dilin etkilerine karşı önlemler alınabilir. Bu önlemlerin temelinde etnik ve kültürel farklılıkları ortaya koymaya yönelik koşullanmalar vardır. Dolayısıyla, bu tür topluluklarda düzenek değiştirmek reddedilen bir durum olarak ortaya çıkabilmektedir.

 

 

 

Karma Diller

 

Diller arası temas ile ilgili olarak bir başka ilginç durum ise, ticaret veya sömürge amacıyla gelenlerin etkisiyle ortaya çıkmış olan karma dillerdir (pidgins). Ticaret nedeniyle gerçekleşen temaslar, takas ve alış veriş için dilsel bir uzlaşmayı gerektirmiştir. Bu tür bir uzlaşma,karma dilin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Karma dil, bir tür eksiltme ile ortaya çıkmaktadır. Bu eksiltmeler dilbilgisi ve sözcük dağarcığıyla ilişkilidir. Ortaya çıkan karma dil, ticarete yönelik bir işlevi yerine getirmektedir. Zaten, karma dil teriminin, iş veya ticaret (business) anlamında bir sözcükten bozma olduğu söylenmektedir. Bazı karma diller, diğerlerinden daha karma bir sözcük dağarcığına sahip olabilmektedir. Örneğin, Russenorsk, 19. yüzyılda Ruslarla Norweçliler arasında konuşulan ve içerisinde her iki toplumun sözcük dağarcığını içeren bir karma dildir. Bu dil Kuzey Norveç sahilinde 1750-1920 aralığında kullanılmıştır.

 

Eskimo Ticaret Karma dili (Eskimo Trade Pidgin) ve Çince-İngilizce Karma dili (Chinese Pidgin English), sözcük dağarcıklarını, genellikle ticareti veya bölgeyi kontrol altında tutan tek bir kaynaktan almaktadırlar. Karma diller, Çince-İngilizce Karma dilinde olduğu gibi, bazen ticaret dışında askeri işgaller nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Bunun yanında, sömürge nedeniyle (Hawaiian Pidgin English dilinde olduğu gibi) veya farklı dilleri konuşan efendi ve köle iletişimi için yapılan yerel düzenlemeler nedeniyle de (Indian Butler English dilinde olduğu gibi) oluşabilmektedir. Bazı durumlarda üst tabakanın (sömürgecinin) diliyle alt tabakanın veya o bölgenin ana dili arasında çeşitli derecelerde birleşim gerçekleşebilir. Bu tür durumlarda, ortaya çıkan dile karma dil demek zorlaşır. Bu tür dillerin resmi dil olarak görüldüğü bölgeler de vardır (Örneğin, Tok Pisin ve Bislama, Papua Yeni Gine ve Vanuatu'da resmi dil veya resmi dillerden biridir).

 

 

 

Kırma Diller

 

15-16 yüzyıllar arasında Avrupa sömürgecilğinin genişlemesinin sonucu olarak, sömürgeleştirilen toplumlarla sömürgeci toplumların dilleri arasında bir tür temas gerçekleşmiştir. Bu tür bir etkilişimin sonucunda Avrupalıya ait "üst tabaka" dilleriyle Batı Afrikalının "alt tabaka" dillerinden oluşan karma diller ortaya çıkmıştır. Bu dil kuşaktan kuşağa taşınmış ve doğan yeni neslin dili olmuştur. Yani anadili haline dönüşmüştür.

 

 

 

Diğer Etkiler

 

Sömürgecilik nedeniyle, Avrupa dilleriyle diğer diller arasındaki uzun süreli ilişkinin sonucunda ikidilli karmaşık diller ve Avrupa dillerinin yerlileştirilmiş türleri de ortaya çıkmıştır. Bunun en iyi örneği Ekvador'daki Media Lengua dilidir. Bu dil İsponyalca sözcük dağarcığının Quechua diliyle birleşmesinden oluşmuştur.

 

 

 

Kaynak Metin: LSA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder