Bu yaklaşım, bilişsel öğrenme kuramcılarından Ausubel ile ünlü dilbilimci Chomsky'nin görüşlerinin etkisiyle ortaya çıkmıştır.
Chomsky, 1957 yılında yayınladığı Syntactic Structures adlı eserinde dil konusu ile ilgili yeni görüşler ortaya atmış ve dilbilim alanında üretimsel dönüştürümlü (generative - transformational) okulunun doğmasına neden olmuştur. Chomsky, dil olgusunu dil edimi (performance) ile dil yetisi (competence) olarak ikiye ayırmıştır. Dil edimi, dili nasıl kullandığımızı, dil yetisi de dili kullanma yeteneğimizi ortaya koyar, ancak dili kullanma yeteneğimiz dili nasıl kullandığımızı daima tam olarak ortaya koymaz. 1965 yılında yayınladığı Aspects of Theory of Syntax adlı diğer bir eserinde Chomsky, davranışsal dil öğretimine karşı çıkıyor ve görüşlerini şöyle açıklıyordu: "... Dil öğrenimi bir alışkanlı ve koşullanma (şartlanma) sorunu değil yaratıcı bir süreçtir, kişinin dışındaki tepkilerden çok akılcı, zihinsel etkinliğini yansıtır ..." Bu görüş bilişsel öğrenme yönteminin temelini oluşturmuştur.
Bilişsel öğrenme kuramcılarından Ausubel (1968) ise görüşlerini şöyle açıklıyordu. Bilişsel öğrenmenin özelliği yeni bilgilerin depolanması ve eski bilgilierin yeni anlamlar ve bağlar kazanmasıdır. Anlamlı öğrenmenin olabilmesi için yeni bir öğrenmenin daha önce öğrenilmişlerle bütünleşmesi gerekir. Diğer bir deyişle, yeni bilgi öğrencide var olan bilginin yapısı içine alındığı zaman anlamlı öğrenme meydana gelir. Yeni bir öğrenmeye geçmeden önce de daha öncekilerin tam olarak öğrenilmiş olması gerekir.
Bilişsel öğrenme yaklaşımı, öğrenmeyi düşünme doğrultusunda ele alır. Bu zihinsel algılama öğrenciler için dil öğrenimini daha zevkli hale getirir. Bu yaklaşıma göre dil bir alışkanlık ürünü değil yaratıcı bir süreçtir. Öğretmen sık sık alıştırmaları tekrarlatan bir kişi değil, dili düşünürek dil öğrenmeyi kolaylaştıran bir rehber olarak görülür.
Bilişsel Öğrenme Yaklaşımının Kullanım Özellikleri
a. Dil bir alışkanlık geliştirme değil bilinçli olarak kuralları öğrenmedir.
b. Telafuz öğretimine ayrı bir öğretim etkinliği olarak yer vermeye gerek yoktur.
c. Özellikle duyduğunu anlama becerisinin geliştirilmesine önem verilmelidir.
d. Grup çalışması ve bireysel eğitim desteklenmelidir.
e. Dilbilgisi kuralları tümevarım ve tümdengelim yoluyla öğretilmelidir.
f. Dört temel beceri öncelik sonralık sırasına göre değil önemine göre eşit olarak geliştirilmelidir.
g. Anadilin kullanılmasına ve çeviriye izin verilir.
h. Herşey bir bütünlük içinde öğretilmelidir ve gerektiği zamanlarda görsel ve işitsel araçlardan ve diğer tekniklerden yararlanılmalıdır.
i. Ana ve amaç dilde ve her iki dilin kültüründeki yeterlilik ideal amaçtır.
j. Öğretmen ve öğrencinin tutumu, sınıf-içi etkileşim, iyi bir öğrenme ortamı için çok önemlidir. Öğretmen, kesin yetkiyi temsil eden bir kişi olarak değil, öğrenmeyi kolaylaştırıcı kişi olarak görünür.
Özcan Demirel (Yabancı Dil Öğretimi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder