Sayfalar

6 Haziran 2014 Cuma

Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri - Düzvarım Yöntemi

Bu yöntem, dilbilgisi - çeviri yöntemine karşı bir tepki yöntemi olarak 1950'lerde ortaya çıkmış, dünyada ve Türkiye'de çok yaygın bir şekilde kullanılmıştır.

1880'lerde dil öğretimine yeni bir öğe - fiziksel etkinlik eklenmiş ve Gouin, Art Dienseigner er D'etudier Les Langues (Dillerin İncelenmesi ve Öğretme Sanatı) adlı eserinde bugünkü düzvarım yönteminin temelini oluşturan görüşleri ortaya atmıştır. Gouin, bu kitabında modern psikolojideki fikirleri yabancı dil öğrenmeye uygulamıştır. Dil önce kulakla işitilecek, dille pekiştirilecek ve elle de okunup yazılacaktır. Dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerinin geliştirilmesine ilişkin ilk görüşler böylece Gouin tarafından ortaya atılmıştır. Gouin, yabancı dil öğretimini fiziksel etkinlik (yaparak öğrenme) şekline getirmiştir.

20. yüzyılın başlarında düzvarım yönteminin kullanımına ağırlık verilmiş ve bu yöntemi uluslararası düzeyde yaygınlaştırmak amacıyla 1898 yılında Viyana'da toplanan yabancı dil öğretmenleri kongresinde diyalog öğretimi ve gösteri (demonstrasyon) tekniğinin sınıf içinde uygulanması üzerinde durulmuş ve 1990 yılında Leipzig kongresinde de aşağıdaki ilke kararlarının uygulanması kararlaştırılmıştır. Bu ilkelere göre, sınıf içinde amaç dilin daha etkin bir şekilde kullanılması, çağdaş ders kitaplarının okutulması, o ülkenin kültürüne ağırlık verilmesi, tümevarım yoluyla gramerin öğretilmesi, modern edebi eserlerin okunması ve yazılı araştırmaların yapılması için ev ödevlerine ağırlık verilmesi kararlaştırılmıştır. Ancak, düzvarım yönteminin değişik ülkelerde uygulanması pek çok güçlükleri ve değişik uygulamaları ortaya çıkarmıştır. Diğer bir deyişle, bu yöntem, Almanya'da eklektik yöntemle, Fransa'da aktif yöntemle (Methode Active) bağdaştırılmaya çalışılmıştır.

Düzvarım yöntemi, özellikle Batı Afrika'da çok kullanılan bir yöntem olmuştur. Yöntemin uygulanmasında görülen başarı, oradaki öğretmenlerin bu yöntemi çok iyi bir şekilde kullandıklarını tartışma götürmez bir şekilde kanıtlamıştır. Bu başarıda Afrika'daki öğretmen yetiştiren kurumlarda düzvarım yönteminin ilkelerinin öğretmenlere çok iyi verilmesinin etken olduğu belirtilmektedir.

Düzvarım yönteminin başarısında, görerek öğrenme ve örneklendirme oldukça önemlidir.

Düzvarım yöntemi kullanan bir öğretmen uygulamaya sınıftaki nesnelerin adlarını söyleyerek ve öğrencilerinden bunları tekrar etmelerini isteyerek başlayabilir. Ancak uygulamanın başında öğrencilerden sözcüklerle sınıftaki kimi hareket, tutum ve davranışlar arasında bir ilişki kurmaları istenebilir.

Bu yöntem, çok açık bir şekilde, öğretilecek olan dil ile buna karşılık gelen kavram arasında dolaysız bir bağlantının kurulmasını esas alır.


Burada öğrencilerin bu kavramı nesne bağlantısı ile değil de çeviri yoluyla öğrendiklerini varsayalım. O zaman zihinsel işlem aşağıdaki gibi olacaktır.

Görüldüğü gibi öğrenilecek yeni kelimeyle bunun karşılığı olan kavram arasına diğer bir faktör girmektedir. Çeviri faktörü yeni kelime ile buna karşılık gelen kavram arasındaki dolaysız bağı engelleyerek öğrenme olayını güçleştirmektedir.

Yabancı dil öğretiminde, düzvarım yöntemiyle ilk birkaç ders, öğretilecek sözcükler, basit ama etkili olarak, belirli bir ortam içince sunulmalıdır. Örneğin bu sözcüklerden bir kısmı "süpürme" (sweeping), "tahtayı silme" (cleaning) gibi işlerin temsili olarak canlandırılmasında yer alıp, oyunun bir parçası haline getirilebilir. Bu gibi birçok oyunların tasarlanması ilk bakışta hiç de kolay görünmeyebilir. Fakat bu işe başlandı mı öğretmenin bu konudaki başlangıçtaki yalnızlığı, öğrencilerin giderek artan ilgi ve istekleriyle giderilecektir. Uygun ortamların yaratılması, istenen ortam ve cümle yapısı elden geldiğince birlikte düşünüldüğünde daha da kolaylaşacaktır. Örneğin, İngilizcedeki "Ne kadar geniş?" (How large is it?) yapısı, öğrencilerin her hangi birşey hakkında ne düşündüğünü bulmak için soru sorabilecekleri bir "tahmin etme" oyununa dönüştürülerek daha etkili ve kalıcı bir şekilde öğretilebilir. Böylece çocuklar verilen yapıyı uygularken öğrenir ve dilin amaçlı ve anlamlı bir şekilde kullanımıyla sözcük dağarcıklarını da genişletirler. Bu yolla dil, gerçek hayatta olması gereken şekilde, konuşanın gerçekten bilmek istediği şeyleri öğrenebilmesi için kullanılır. Bu uygulamalara karşın düzvarım yönteminin eleştirilen yönü, öğrenciyi çok kısa bir süre içinde ve dilbilgisi açısından yetersiz bir şekilde kendini ifade etmeye zorlaması olmuştur. Bunun sonucu olarak öğrenci çabuk konuşma eğilimi göstermekte; ancak bunu yaparken kendi dilinin yapısını, ikinci dilin sözcük hazinesiyle süsleyerek hatalı bir akıcılık geliştirmektedir.

Düzvarım yöntemi yabancı dil öğretmenin anadili öğrenmeyle aynı olduğunu ileri sürer. Fakat anadili öğrenme şartlarının yetişkin öğrencilerle sınıfta tekrar canlandırılabileceğine inanmak gerçekçi bir düşünce olmaz. Anadilini öğrenen bir bebekten farklı olarak öğrenci iyi bir şekilde yerleşmiş anadilini konuşma alışkanlıklarına sahiptir. Bu alışkanlıklar, öğrenciye ikinci dil yapısında sistemli bir uygulama verilmedikçe ve özellikle yabancı dille anadil paralel gitmedikçe öğrencinin konuşma tarzını kaçınılmaz bir şekilde etkileyecektir.

Öğrencilerden, her zaman yabancı dildeki cümle ile belli bir durum arasında doğrudan doğruya bir bağlantı kurmaları beklendiği için, bu yöntemden en çok yararlanacak olanlar tümevarım yeteneği gelişmiş öğrenciler olacaktır. Öte yandan bu yöntem daha az yetenekli öğrenciler için cesaret kırıcı ve şaşırtıcı olmaktadır. Bunun sonucu olarak ortalama bir sınıfın bireyleri kısa bir süre sonra ikinci dil kazanma bakımından büyük ölçüde farklılık gösterecektir. Bu yöntem büyük ölçüde öğretmenin enerjisine dayanır. Öğretmenin dilde akıcı olması gerekliliği vardır. Öğretmen anadile başvurmaksızın anlamı çeşitli yollarla açıklamak konusunda becerikli olmalıdır. Bu yöntemle en büyük başarı, ancak öğrencinin sınıf dışında ikinci dili duyabileceği ve uygulayabileceği durumlarda elde edilir.

Düzvarım Yönteminin Kullanım Özellikleri

a. Dersler bir diyalogla ya da kısa bir fıkra anlatımıyla başlar.

b. Önce sözlü öğretim yapılır. Bu nedenle gramer ve yeni sözcükler sözel olarak öğretilir.

c. Sözcüklerin öğretimi, görsel araçlarla, tanımlamalarla yada pantomimle yapılır.

d. Dilbilgisi kuralları tümevarım yoluyla öğretilir. Ayrıca gramerin görsel yolla, göze hitap ederek anlatılması belli bir ortam da verilmesi istenir.

e. Amaç dilin yoğun bir şekilde kullanılmasına yer verilir.

f. İlk birkaç hafta telaffuz öğretimine ağırlık verilir. Yeni dilbilgisi yapıları öğretilirken sürekli dinleme ve tekrara yer verilir.

g. Sınıf içinde anadile ve çeviriye yer verilmez.

h. Öğretmenin amaç dili çok iyi bilmesi ve konuşması istenir.

i. Okuma parçaları amaç dili konuşan ülkenin kültür ve yaşamıyla ilgilidir. Okuma öğretimi, gramer bilgilerini pekiştirmekten çok zevk için yapılır.

j. Öğretmen merkezli öğretim yapılmasına karşın öğrencilerin derse aktif katılımı istenir.

Özcan Demirel (Yabancı Dil Öğretimi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder