Sayfalar

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Arapçaya giren Türkçe kelimelerin çokluk durumu

Arapçaya giren Türkçe kelimelerin çokluk durumu

Dilimiz Arapçaya da pek çok kelime vermistir. Bu yazıda

Arapçaya giren Türkçe kelimelerin ne sekilde çokluk yapıldıgı

örneklere dayalı olarak gösterilmeye çalısılacaktır. Örneklerde sadece

Türkçe kelimeler ele alınmıs, Türkçe yoluyla geçen ve bu yüzden



Türkçe olarak kaydedilen yabancı kaynaklı kelimelerin çokluk
 
sekilleri üzerinde durulmamıstır.



I. Tarihî Olanlar
 
agadât ( ): “agalar” < a a “aga”

aldasât ( ): “arkadaslar, bir gruba baglı olanlar” <

yoldas “yoldas

* Prof. Dr., Ege Üniversitesi Türk Dünyası Arastırmaları Enstitüsü Ögretim Üyesi




Arapçaya Giren Türkçe Kelimelerin Arapça Kurallarla Çokluk
 
 
Sekilleri Üzerine

Turkish Studies / Türkoloji Arastırmaları




Volume 2/2 Spring 2007

405
 
 
atlab ( ) : “emirlerin özel alayları” < tolb “dolu, bol,



grup”
 
basavât ( ): “reisler, melikler” < basa “pasa”

bukac (
) : “agzı baglanan, evrak saklama torbaları” <

bukça “bogça”

kalâbık (

) : “samurdan, gösterisli ve yuvarlak baslıklar” <



kalbak “kalpak”
 
keslât (
) : “askerin kısı geçirdigi yerler” < kısla “kısla”

sevâsir ( ):“saskınlıklar, hayretler, karısıklıklar”< sevsere

sasırmak”

tukât (
) : “tuglar” < tuh “tug

vucâkât (
): “asker ocakları” < ocak “ocak”



II. Bugünkü Arapçada
 
agavât ( ) : “agalar, efendiler” < a a “aga” (Mısır-Cezayir)

alâyât ( ) : “alaylar” < alây “alay” (Suriye-Libya-Cezayir)

amâzek ( ) : “nargilenin marpuçları” < amzek “emzik”



(Suriye-Lübnan-Ürdün)
 
arabanciye ( ): “arabacılar” < arabanci “arabacı” (Suriye)

arânik ( ) : “sicil islerinde örnek belgeler” < urnek “örnek”



(Mısır-Sudan-Cezayir)
 
atkum ( ) : “takımlar, takım elbiseler” < takım “takım”



(Cezayir)
 
atrâk ( ) : “Türkler” < turk “Türk” (Cezayir-Mısır vb.)

avâdi ( ) : “odalar” < oda “oda” (Filistin-Suriye)

bakârec (
) : “kahve kaynatmak için kullanılan küçük



madeni kaplar” < bakrac “bakraç” (Suriye-Cezayir)
 
barâgel ( ) : “bulgur cinsleri” < ber ol “bulgur” (Suriye)

barâmik (
) : “parmaklar” < barmak “parmak” (Mısır)

basamât ( ): “parmak basma isleri” < basma “basma” (Mısır-



Cezayir)
 
basânîk – bsânek ( ) : “bas örtüleri” < basnuka “baslık”


(Suriye)
basâvât ( ) : “pasalar, vezirler” < bâsâ “pasa” (Mısır-Suriye –



Lübnan- Ürdün-Cezayir)
 
bavâgîz (
) : “bogazlar” < bû âz “bogaz” (Cezayir)

bayât () : “devlet baskanları” bay “bay” (Tunus)

becâka (
) : “kundura bıçakları” < beçki “bıçkı” (Cezayir)

be am ( ) : “inciden yapılma kolyeler” < be me “bogma”

(Suriye) (Cezayir = bu am)

begât ( ) : “beyler” < beg “bey” (Irak)

begavât ( ) : “beyler” < beg “bey” ( Suriye)




Zeki Kaymaz
 
 
Turkish Studies / Türkoloji Arastırmaları




Volume 2/2 Spring 2007

406
 
 
bekac – bukâc – bokâc (
) : “bohçalar” < bukca-bekce “bohça”



(Mısır-Sudan-Cezayir-Suriye)
 
belekât ( ) : “bölükler” < belog “bölük” (Suriye-Cezayir)

berâgî – barâgî ( - ) : “matkaplar” < bur ı “burgu” (Mısır-



Suriye-Cezayir)
 
berglât ( ) : “bulgur taneleri” < ber ol “bulgur” (Suriye)

besâmik ( ) : “terlikler, pabuçlar” < basmak (Cezayir)

beslikât ( ) :“beslikler”(para) < bislik”beslik” (Cezayir)

beyârek – bayârik (
) : “bayraklar, sancaklar” < bêrak



“bayrak” (Suriye-Mısır-Cezayir)
 
buriyât ( ) : “borular” < bûri “boru” (Suriye)

cazmât ( ) : “çizmeler” < cazme “çizme” (Suriye)

cgêlât ( ) : “su geçitleri” < ca el “çakıl” (Suriye)

cizâm ( ) : “çizmeler” < cazma “çizme” (Sudan)

çakalât (
) : “çakallar” < çakal “çakal (Suriye)

çakmayât (
) : “kuyumcu isleri” < çakmâye “çakma” (Suriye)

çatalât ( ) : “çatallar” < çatal “çatal” (Suriye)

çnâk (
) : “çanaklar” < çanak “çanak” (Suriye)

çorât ( ) : “altın veya gümüsle çevrili mendiller” < çorâye



“çevre” (Suriye)
 
çvêvîs ( ) : “çavuslar” < çavîs “çavus” (Suriye)

da ât ( ) : “daglar” < da “dag” (Mısır-Cezayir)

dakâmîk ( ) : “tokmaklar” < dokmâk “tokmak” (Mısır)

damârat ( ) : “damarlar” < damar “damar” (Irak)

denomât ( ) : “dönümler, 78 m²’lik yerler” < denom “dönüm”



(Suriye)
 
Desrât ( ) : “arsız, asırı serbest kadınlar” < desra “tasra”



(Suriye)
 
desûr ( ) : “kasabalar, köyler” < desra “tasra” (Suriye)

drekât ( ) : “direkler” < drek “direk” (Suriye)

dvenât ( ) : “eldivenler” < dvêne “eldiven” (Suriye)

dvêsek ( ) : “dösekler” < dosak – desak “dösek” (Suriye)

elciye ( ) : “elçiler” < elci “elçi” (Mısır)

eldivanât ( ) : “eldivenler” < eldivan “eldiven” (Yemen)

ençkariye ( ) : “yeniçeriler” < ençkari “yeniçeri” (Suriye)

erêmgîn ( ) : “armaganlar” < arma an “armagan” (Suriye-



Lübnan-Ürdün)
 
esâtîk-kesâtîk ( - ) : “saat zincirleri” < köstek “köstek”



(Mısır)
 
gazâleg ( ) : “gözlükler” < gezlog “gözlük” (Suriye)

geds ( ) : “ burulmus atlar, beygirler” < gdîs “igdis” (Suriye)

gevêdek ( ) : “sıralar” < gêdek “gedik, sıra” (Suriye)

gizâm ( ) : “ayakkabılar” < gezme “çizme” (Mısır)

havâkîn ( ) : “hakanlar” < âkân “hakan” (Cezayir)

havâtîn (
) : “hanımlar, hatunlar” < âtûn “hatun” (Cezayir)




Arapçaya Giren Türkçe Kelimelerin Arapça Kurallarla Çokluk
 
 
Sekilleri Üzerine

Turkish Studies / Türkoloji Arastırmaları




Volume 2/2 Spring 2007

407
 
 
havâzîk (
) : “1. direkler, 2. hileler” < hazuk “kazık” (Mısır)

kabârî ( ) : “köprüler” < kubrî “köprü” (Sudan-Mısır-Cezayir)

kabdâyât ( ی ) : “kabadayılar” < kabaday “kabadayı” (Lübnan)

kâdunât (   ) : “kadınlar” < kâdûne “kadın” (Suriye)

kalâtık (

) : “koltuklar” < kaltok “koltuk” (Suriye)

kamât (
) : “kamalar” < kama “kama” (Suriye)

kamçât ( - ) : “kamçılar” < kamçe “kamçı” (Suriye)

kantarmat ( ! ) : “kantarmalar” < kantarma (Cezayir)

karâbîç (
) : “kırbaçlar” < kerbaç “kırbaç” (Suriye)

karakûlât ( "
) : “karakollar” < karakûl “karakol” (Cezayir)

kâtât (
) : “katlar” < kât “kat” (Suriye)

kâterciye ( # ج ) : “katırcılar” < kâterci “katırcı” (Suriye)

kavârîg ( ) : “kürekler” < kôrêk “kürek” (Sudan-Mısır)

kavâvîs (% ی ) : “hapishane kogusları” < kâvûs “kogus



(Cezayir)
 
kavâyik (

) : “kayıklar” < kâyik “kayık” (Mısır)

kavâyîs (
) : “kayıslar” < kâyis “kayıs” (Mısır-Cezayir)

kıllkât (

) : “muhafız birlikleri” < kıllok “kolluk” (Suriye)

slakât (

) : “kıslalar” < kısla “kısla” (Mısır-Cezayir)

kıtânât (
) : “kaytanlar” < kîtân “kaytan” (Suriye)

kisâl (& ) : “kıslalar” < kasla, kusla “kısla” (Cezayir)

knâkât (

) : “1. konaklar, 2. önemli insanların konutları”



< knâk “konak” (Suriye-Cezayir)
 
knêdîk (

) : “1. kundaklar, 2. tüfek kundakları” <



kendak “kundak” (Suriye)
 
kurekât ( ) : “kürekler” < kôrêk “kürek” (Sudan)

kusâcât ( ج ' ) : “kıskaçlar, penseler” < kusac “kıskaç” (Cezayir)

sarâgi ( ) : “sergiler” < sargi ~ sarki “sergi” (Mısır)

secâkât (
) : “saçaklar, bir seyin kenarları” < secak “saçak”



(Suriye)
 
senêcek (
) : “sancaklar” < sencak “sancak” (Suriye-



Cezayir)
 
sereciye ( ) : “sürücüler” < sereci “sürücü” (Suriye)

suvvâs ((
ش
) : “çavuslar” < sâvis “çavus” (Cezayir)

tatâle ( ) : “tatlılar” < tatli “tatlı” (Suriye)

tavâbîr-tvêbîr ( ) : “taburlar,saflar, sıralar” < tâbûr “tabur”



(Suriye-Mısır-Sudan)
 
tazâlik ( ل ) : “tozluklar” < tuzluk “tozluk” (Cezayir)

tebâsi ( ) : “tepsiler, siniler” < tebsi “tepsi” (Mısır)

tobçiye ( ) : “topçu erleri” < tobçi “topçu” (Suriye-Cezayir)

tu râdât ( + ) : “tugralar, turalar” < tu râ “tugra” (Cezayir)

tukûm (
) : “özel amaçlar için kullanılan esyalar toplulugu”



< takım “takım” (Mısır)
 
tukûme (
) : “takımlar (elbiseler için)” < takem “takım”



(Suriye-Cezayir)
 
Zeki Kaymaz
 
 
Turkish Studies / Türkoloji Arastırmaları




Volume 2/2 Spring 2007

408
 
 
tvâb ( ) : “toplar” < tôb “top” (Suriye)

tvâh ( ) : “tuglar” < to “tug” (Suriye)

urât ( ) : “taburlar, askeri birlikler” < urta “orta” (Mısır-



Cezayir)
 
uvâd-ivâd ( ) : “odalar” < oda-uda “oda” (Mısır-Suriye-Sudan)

vitâkât ( ) : “çadırlar, otaklar” < vitâk “otak” (Cezayir)

yâkât ( ی) : “yakalar” < yâka “yaka” (Cezayir)

vucakat ( ج ) : “ocaklar” < vucak, ucak “ocak” (Cezayir)

yalamik ( , ی) : “yelmeler, elbiseler” < yalmak “bir çesit elbise”



(Cezayir)
 
Sonuç
 
ncelememize söz konusu olan 102 kelimenin 43’ü +ât

ekiyle, 6’sı çokluk eki olmamakla birlikte +iye ile çokluk yapılmıstır.

Kalanları ise mükesser cem’ vezinleri ile çokluk hale getirilmistir.

Bunlar fevâ’îl(14), fevâ’il(15), fu’ûl(4), fu’âl(3), fi’âl(6), efâ’îl(2), ef’â(1),

ef’ul(1) vezinleridir. Ayrıca 7 kelime de fe’âlî gibi duymaya dayanan

vezinle çokluk yapılmıstır. Arapçadaki Türkçe kelimelerin degisik bir

yansıması olan bu örneklerde yapısal degisiklikler görüldügü gibi

anlam degismeleri de görülmektedir. Günümüz Arapçasında

yukarıdaki kelimelerden baska örnekler bulunacagı da açıktır.

Arapçadaki bu Türkçe kelime hazinesi çesitli yönlerden incelenmeyi



beklemektedir.
 
Kaynakça
 
Ates, Ahmed, “Arapça Yazı Dilinde Türkçe Kelimeler (X.Yüzyıla

Kadar)”, Resit Rahmeti Arat çin, TKAE. Yay. ,



Ankara 1966, ss. 26-31.
 
Ates, Ahmed, “Arapça Yazı Dilinde Türkçe Kelimeler Üzerine Bir

Deneme II, (XI. Yüzyıldan Bugüne Kadar)” Türk

Kültürü Arastırmaları, Yıl II. , Sayı 1-2, Ankara 1965,



ss. 5-25.
 
Aytaç, Bedrettin. Arap Lehçelerindeki Türkçe Kelimeler, Türk Dünyası

Arastırmaları Vakfı Yayınları, stanbul 1994.

Cheneb, Mohammed Ben, “Cezayir Konusma Dilinde Muhafaza

Edilen Türkçe ve (Türkçe Aracılıgı le Gelen) Farsça

Kelimeler”, (Çeviren : Ahmed Ates), TDAY-Belleten

1966, s.157-213.

Duhman, Muhammed Ahmed, Dictionary of Historical Mamluk’s

Words and Expressions, Dar al-Fikr, Damaskus-



Syria 1990.
 
Arapçaya Giren Türkçe Kelimelerin Arapça Kurallarla Çokluk
 
 
Sekilleri Üzerine

Turkish Studies / Türkoloji Arastırmaları




Volume 2/2 Spring 2007

409
 
 
Halasi-Kun, T. The Ottoman Elements in the Syrian Dialects II,



Archivum Ottomanicum, Tomus V, Anno 1973.
 
Mütevelli, Ahmet Fuat. “Arap Halk Dilinde Türkçe Kelimeler”, Türk

Halk Edebiyatında ve Folklorunda Yeni Görüsler II,

Konya Kültür ve Turizm Dernegi Yayınları, Konya



1985.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder