http://turbobit.net/xqj8uc2pm31v.html
William Shakespeare «Bütün dünya bir sahnedir,・・ diyor.
Shakespeare yeryüzünü baştan başa sahne olarak görmüş ve kendi
sahnesine bütün yeryüzünü sokmağa çalışmıştır. Ama, hem
oyun yazarı, hem şair olan Shakespeare’in bütün dünyası sahne
değildi. Yaşantılarının birçoğunu trajedilerindeki ve komedilerindeki
kişilerin sözleriyle dile getirmekle yetinmedi, şiirleriyle
de açıkladı.
Büyük yazarın iç dünyası, Sonelerindedir. Bu özlü şiirlerde,
dramatik ses değil, lirik ses egemendir. Çoğu, derin duyguları,
güçlü heyecanları, acıları ve sevinçleri anlatır. İngiliz şairi William
Wordsworth Soneler için diyor ki: «Bu anahtarla Shakespeare
gönlünün kilidini açmıştır.»
Onaltıncı yüzyılın sonlarında yazılmış olan Sonelerde, Shakespeare
insan ruhunun birçok boyutlarını yansıtmış ve yaratmıştır.
Baştan sona okunduklarında incecik sevgilerden yaman
cinsel iştahlara kadar değişen bir gönül serüvenini anlattıkları
görülüyor.
Soneler, denebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir. Hem
de dünya aşk edebiyatının en güzel örnekleri arasındadır. İngilizce,
bu şiirlerde, gerek duygu ve düşünce derinliği, gerek söyleyiş
zenginliği bakımından, ölümsüz bir yere ulaşmıştır.
Sonelerin önemi, özellikle üç yönden büyüktür:
1 - Salt şiir olarak, Sonelerin çoğu, benzeri az bulunur güzelliktedir.
Ünlü Hayyam çevirmeni Edward FitzGerald şu öv
güyü boşuna yazmış olmasa gerek: «Soneleri titizlikle okuduğum
güne kadar bana yarı-tanrı gibi göründüğü için Shakespeare’i
yarı tanıdığımı söylersem yargımın aşırı olduğunu sanmam.
» 2 - Soneler, Shakespeare’in iç dünyasının birçok yönlerine
ışık tutmaktadır. Büyük İngiliz ozan ve eleştirmeni Samuel
Taylor Coleridge’in oğluna Shakespeare’in kafasını anlamak için
Sonelere başvurmasını salık vermesi bunun içindir. 3 - Soneler,
ünlü yazarın dramatik sanatçılığı ile lirik sesi arasında kesin
bağlar kurduğu içiri de ilginçtir.
Sonelerin tümünü başka herhangi bir dile aynı biçimle, aynı
kafiye düzeniyle çevirmek, düşünülebilecek en zor çeviri işlerinden
biridir. Nitekim, birçok dillerde, tüm Sonelerin çevirisi
yoktur. En gözüpek çevirmenler bile, bu mihnetli işi üstlenmekten
ürkmüş gibidirler.
İngilizceden Türkçeye sone çevirisi, iki dilin yapısı ve ses
düzeni birbirine hiç benzemediği ve vakit vakit ters düştüğü için,
büyük zorluklar çıkarmaktadır. Belki de bu yüzden, Shakespecre’in
oyunlarımn üçte ikisi —bazıları altı yedi kez— dilimize
çevrildiği halde, Soneler genellikle ihmale uğramıştı. Tüm Sonelerin
ilk çevirisi 1979 yılında Saadet Bozkurt ve Bülent Bozkurt
tarafından yayınlandı. Titizlikle hazırlanmış olan ve orijinallere
sadık kalan bu yararlı çalışmada, çeviriler vezinsiz, kafiyesiz,
düzyazı iledir, yer yer mısraların açıklamasını yapıyor gibidir;
şiirsellikten çok uzaktır. Bence, şiirsellik yönünden, en
başarılı örnekler arasında, Sabrı Esat Siyavuşgil’in bir, Can Yücelin
iki sone çevirisi vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder