Öne Çıkan Yayın

kelime videoları

https://www.youtube.com/channel/UC91Wrsi_25Ts3280rX8CLDw                                               ...

9 Haziran 2015 Salı

Şiir Metinleri ve Dil Eğitimi

Korhan Altunyay

Mehmet Kaplan'ın Alman filozof Heiddegger'den iktibas ederek önem atfettiği, "Dil, insanın evidir." (Kaplan:1992, 143) sözü dil bilinci kazanmada rehber olabilecek niteliktedir. İçinde doğduğumuz dil, bizi her bakımdan belirleyen, biçimleyen ve yoğuran bir güce sahiptir. Dil kendimizi ifade ettiğimiz bir araç olmakla birlikte kendimizi anlamlandırdığımız bir sürecin de adıdır. Dilim beni dünyada kılan şeydir. Yani hayatî faaliyetlerimizi yerine getirdiğimiz, her şeyimiz olan dil, tersinden söylemek gerekirse onun da her şeyi olduğumuz şeydir.

Dil bizimle, biz dilimizle varlık kazanırız… Varlık kazanmakla anlam kazanmak arasındaki ilişki aşikârdır. Var olduğumuzu hissettiğimiz an, kendimizi varlık âleminde bulduğumuz an değil, kendimizi varlık âleminde başkaları tarafından farkedilir kıldığımız andır. Bu ise evimiz olan dili sahiplendiğimiz ana tekâbül eder. İçinde doğduğumuz ev, ancak belli bir yaşa ve olgunluğa eriştiğimiz zaman bize ait olmaya başlar. Nasıl ki çocuk ellenip ayaklanıp evinde dolaşmaya başladığı anda misafirlikten çıkıp ev sahipliğine soyunmaya başlarsa, aynı çocuğun anne karnından itibaren duyduklarını, sözcükler ve cümleler hâlinde ifade etme anı da ev sahipliğine başladığı andır. Var olduğunu yarım yamalak cümlelerle, aguyla guguyla tam olarak gösteremeyen bebek, bir süre sonra duyduklarını, çok da anlamlandırmadan söylediğinde dünyada olduğunu, var olduğunu, ev sahibi olduğunu da ispatlamış olacaktır.

Her şeyden önce şiir, dil işidir: Dile şekil vermek, onu bozmak, sarsmak ve yeniden üretmek üzerine kurulu bir etkinliktir. Dolayısıyla şiir dil içidir. "Şairin algıladıklarını ifade etmek için kullanabileceği tek araçtır." Claude Lévi Strauss'un dediği gibi, "Nasıl ressam eşyayla karşı karşıyaysa, şair de dille karşı karşıyadır." (Karaca: 2005, 200) Şair mâlzemesi olan dilden güzel biçimler yaratmaya çalışarak estetiğin son noktalarına ulaşmayı hedefler. Estetik biçimler şiirin asıl meselesidir. Yani şiirde amaçlanan dilin göndergesel görünümlerinden kopartılıp sanatsal formlarla ifadesidir. Şair bunun için didinir, sözcükleri asıl anlam köklerinden kopartır, onlara başka anlamlar katar, sessel değerlerinden, hatta biçimlerinden yararlanarak değişik anlam ve çağrışımlar uyandırmaya çalışır, söylediklerini daha etkili kılmak için söz dizimini bozar. (Karaca: 2005, 201) Bütün bunlar dilin şaire sağladığı olanaklar dahilinde gerçekleşir. Dile iyi nüfûz etmiş bir şair okuyucuya hem haz verir, hem de ona dilin kullanım biçimleri hakkında fikir verir.

Şiirle bilinmezlik arasında bir bağ vardır. Bu sebeple şiir tasavvufî tabirle "tercümanü'l-gayb" [bilinmezliğin tercümanı], "lisanü'l-gayb" [bilinmezliğin dili]' dir. (Karaca: 2005, 319). Anlatılmaz olanı, şairin muhayyelesinde beliren imgeleri anlamak dil dolayımında gerçekleşir. Sadece şiirin değil, bütün yazınsal yapıtların ‘ana maddesi' olan dil anlamı yapan, onu duyuran yegâne araçtır. "Anlatılmazı anlatmak da ancak ve ancak sözcüklerle gerçekleşir." (Karaca: 2005, 319). Dolayısıyla okunan şiiri anlamlandırmaya çalışan biri, bu işi bir nevi dil üzerinden, dili temel alarak gerçekleştirecektir. Şairin dille yaptığı şiiri anlamlandırmak da yine dille gerçekleşir. Okuyucu şairin duyurmak istediğini kendi bilgi ve birikimiyle alımlayacaktır. Anlamı sezmek kültürel bir birikim ve alt yapı gerektirir. (Çetin: 2002, 249) Okuyucu bir hazırlık devresinden, yani dille ilgili bir donanımdan sonra şiiri alımlayacak duruma gelecektir. Şiir kendini dili dolayımında ele verecektir. Okuyucu da dille ilgili bir ön hazırlıktan sonra anlamı keşfedecektir.

KaynakçaAltunyay Korhan, Klasik Edebiyat Bağlamında Hilmi Yavuz, Bizim Büro Basımevi, Ankara 2003.
Berk İlhan,Uzun Bir Adam,YKY, İstanbul 2005.
Budak Ali, Edebiyat ve Hayat, Kitabevi, İstanbul 2005.
Cemiloğlu Mustafa,Türk Dii ve Edebiyatı Öğretimi, Alfa Yay., İstanbul 2003.
Çağlar Behçet Kemal, Benden İçeri, Ankara 1966.
Çelebi Asaf Halet, Om Mani Padme Hum, İstanbul 1953.
Çetin Nurullah, "Türk Şiirinde Anlam Sorunu", Hece Edebiyat Dergisi-Türk Şiiri Özel Sayısı, S.53-54-55, İstanbul 2002.
De Saussure Ferdinand, Genel Dilbilim Dersleri (Çev.Berke Vardar), Multılıngual, İstanbul 1998.
Edman İrwin, Sanat ve İnsan (Çev. Tuhan Oğuzkan), MEB, İstanbul 1998.
Haşim Ahmet, Bütün Şiirleri (Piyale-Göl Saatleri-Diğer Şiirler), (Haz.İnci Enginün, Zeynep Kerman), Dergah Yayınları, İstanbul 1998.
Kahraman Mehmet, Kılınç Aziz, Şenol Musa, Türkçe Öğretimi, Anadolu Yay., Ankara 2004.
Kaplan Mehmet, Kültür ve Dil, Dergah Yay., İst., 1992
Karaca Alaattin, İkinci Yeni Poetikası, Hece Yay., Ankara 2005.
Miyasoğlu Mustafa, Asaf Halet Çelebi, "Benim Gözümde Şiir Davası", MEB, İstanbul 1994.
Sever Sedat, Türkçe Öğretimi ve Tam Öğrenme, Anı Yay., Ankara 2003.
-------,Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarını-Uluslararası Bilgi Şöleni-Bildiriler, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara 2002.
Tanpınar Ahmet Hamdi, Edebiyat Üzerine Makaleler, Dergah Yayınları, İstanbul 1998.
Tarım Rahim, Kültür, Dil, Kimlik-Behçet Necatigil'in Şiir Dünyası, Özgür Yay., İstanbul 2002.
Uçan Hilmi, Edebiyat Bilimi ve Eleştiri, Hece Yay., Ankara 2003.
Wellek R., Warren A., Edebiyat Biliminin Temelleri (Çev. Prof. Dr. Ahmet Edip UYSAL), Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara 1983.
Yavuz Hilmi, Denemeler, Boyut Kitapları, İstanbul 1996.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popular Posts