floating = havada asılı duran, (tahta parçası vs. için)
denizin hareketiyle su üzerinde yüzen /
sürüklenen, (a floating ship = denizde
sürüklenen bir gemi)
flourish = gelişmek, büyümek, ilerlemek, grow,
develop, zıt anl.= fade
forecast = önceden tahmin etmek, predict,
anticipate, foresee
frustrating = (yoğun çabaların karşılıksız kaldığı
durumlar için) asap bozucu, sinirlendirici,
annoying, exasperating
gain in favour = rağbet görmek, taraftar toplamak
get into = (yaramazlık, inatçılık vs.) etmek, başını
(belaya, sıkıntıya vs.) sokmak, be involved in
get used to = (bir şey)’e alışmak, adapte olmak,
adapt oneself to, familiarize oneself with
get away with = yanına kar kalmak
give in to = (birisi)’ne yenilmek, teslim olmak,
surrender to, succumb to, submit to, zıt anl.=
conquer, resist
glimpse (fiil) = bir an için görmek, kısaca göz
gezdirmek, anlık / kısa bakış
head for / to / towards = (bir yer)’e doğru gitmek,
yolculuğa hazırlanmak, yönünü (o yer)’e doğru
çevirmek
in consequence = (bunun) sonucunda, (buna) bağlı
olarak, as a result
initially = öncelikle, aslında, esasen, önceleri,
başlangıçta, primarily, essentially, at first,
originally, in the beginning, zıt anl.= finally
insignificant = önemsiz, değersiz, unimportant, zıt
anl.= significant, important
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder