A) discovery
B) display
C) occasion
D) approval
E) account
occasion: (i) fırsat, münasebet, vesile, elverisli durum; sebep, hal, durum; Iüzum, gereklik
2) The report issued by the National Health Council draws attention to the hazards of ---- to X
rays.
A) resistance
B) involvement
C) confinement
D) exposure
E) implication
hazard: (i) baht, sans, tehlike, riziko; tenis kortunun servis atılan tarafı; eski bir çesit zar oyunu;
Bilardo oyununda bir vurus; golf oyununda mânia / involvement: (i) bağlılık, ilgi, alaka;
karıstırılma, sarılma / confinement: (i) kapanıs, hapsedilme; hasta olup evde kalma; loğusalık /
implication: (i) ima, istidlâl; karıstırma, dahil etme; dolasık olma
3) He’s clever, he seems to know by instinct where someone is ---- and strikes there.
A) conceited
B) sufficient
C) vulnerable
D) informative
E) critical
conceited: (s) kibirli / informative: (s) bilgi verici, aydınlatıcı, eğitici / critical: (s) çözümsel,
tahlili; tenkit eğilimli, tenkitçi; elestiren, elestiri mahiyetinde; buhranlı vahim, nazik, tehlikeli;
dönüm noktasına ait
4) It was decided at the board meeting that more funds should be allocated to getting the firm’s
products ---- more widely.
A) publicized
B) priced
C) curtailed
D) expanded
E) confirmed
curtail: (f) kesmek, kısaltmak, azaltmak
5) There’s nothing very brilliant about the report, but he has ---- collected all the data needed.
A) infectiously
B) recklessly
C) considerably
D) restrictively
E) conscientiously
infectiously: (z) bulasıcı olarak, baskalarına kolay geçebilir sekilde / recklessly: (z) pervasızca,
hiç bir sey düsünmeden / considerably: (z) epeyce, oldukça / restrictive: (s) kısıtlayıcı,
bağlayıcı, sınırlayıcı / conscientiously: (z) vicdani olarak; dikkatle
6) What really surprised everybody was that he saved the company from bankruptcy quite ---- .
A) extremely
B) relatively
C) dependently
D) single-handedly
E) responsively
relatively: (z) nispeten / single-handed: (s) tek kisi ile isletilen; tek el ile çalısan / responsively:
(z) hevesli olarak
7) Before I send this article to the editor, I’d be grateful if you could ---- it for me.
A) watch out
B) look up
C) break through
D) take over
E) go through
watch out: dikkat etmek / look up: gözleri yukarı dikmek; aramak, bakmak; ziyaret etmek, yoklamak; iyilesmek, düzelmek / take over: teslim almak; idareyi elinde tutmak / go through:
yoklamak, gözden geçirmek; geçirmek (hastalık, tecrübe); üstünden girip altından çıkmak,
sarfedip bitirmek; geçmek; durmadan gitmek (tren); kabul edilmek (tasan)
8) I had my doubts about her when I took her on, but now I’m pleased to say that she has ---- to
be a talented executive.
A) taken up
B) run over
C) turned out
D) made out
E) carried on
take on: ele almak; üstüne almak; vazife vermek, ise almak; (k) dili Sızlanmak / executive: (i) idareci, yetkili sâhıs / take up: yukarı çekmek, kaldırmak; tutmak; üzerine almak, karısmak; poliçeyi ödemek; almak; kısaltmak; baslamak; ele almak; kabul etmek / run over: ziyaretegitmek; ezmek, çiğnemek; üstünden geçmek, tekrarlamak; göz gezdirmek, gözden geçirmek; tasmak / turn out: tersyüz etmek; dısarı atmak, kovmak; otlatmak için dısarıya çıkarmak (hayvan); dısına dönmek; yapmak, imal etmek, meydana getirmek; söndürmek; katılmak; (k) diliyataktan kalkmak; olmak, çıkmak / make out: (göz ile) farketmek; mana vermek, anlamak;
okumak, çözmek; ispat etmek; yazmak; basarmak; geçinmek, idare etmek / carry on: devam etmek, devam ettirmek; deli gibi davranmak; ile mesgul olmak, idare etmek; flört etmek
9) On the third day of the shipwreck they gave up all hope of finding any ---- .
A) deserters
B) survivors
C) conclusions
D) suppliers
E) discrepancies
discrepancy: (i) ayrılık, zıtlık, ihtilaf, baskalık
10) Since the firm has been found negligent by the court, his claim for ---- for the accident
hasn’t been accepted.
A) compensation
B) reduction
C) employment
D) relevance
E) cooperation
relevance: relevancy i münasebet, ilgi, alaka, uygunluk
1. B 2. D 3. C 4. A 5. E 6. D 7. E 8. C 9. B 10. A |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder