Öne Çıkan Yayın

kelime videoları

https://www.youtube.com/channel/UC91Wrsi_25Ts3280rX8CLDw                                               ...

25 Mart 2014 Salı

MESNEVÎ’NİN İLK 18 BEYTİ

از جدايى‏ها شكايت مى‏كند

 
Bişnev in ney çün hikâyet mîküned
Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned
 
Dinle, bu ney neler hikâyet eder,
ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.
 

كز نيستان تا مرا ببريده‏اند

در نفيرم مرد و زن ناليده‏اند

 
Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend
Ez nefîrem merd ü  zen nâlîdeend
 
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan
erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.
 

سينه خواهم شرحه شرحه از فراق

 تا بگويم شرح درد اشتياق‏

 
Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk
 
İştiyâk derdini şerhedebilmem için,
ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.
 

هر كسى كاو دور ماند از اصل خويش

باز جويد روزگار وصل خويش

Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş
Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş
 
Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse,
orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.
 

من به هر جمعيتى نالان شدم

جفت بد حالان و خوش حالان شدم

Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem
Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem
 
Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu)
 olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.
 

هر كسى از ظن خود شد يار من

از درون من نجست اسرار من

Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men
Vez derûn-i men necüst esrâr-i men
 
 Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu.
İçimdeki esrârı araştırmadı.
 

سر من از ناله‏ى من دور نيست

 ليك چشم و گوش را آن نور نيست

Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist
Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst
 
Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu
görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur.
 

تن ز جان و جان ز تن مستور نيست

ليك كس را ديد جان دستور نيست

Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst
Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst
 
Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir.
Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur.
 

آتش است اين بانگ ناى و نيست باد

هر كه اين آتش ندارد نيست باد

 
Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd
Her ki în âteş nedâred nîst bâd
 
Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir.
Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun.
 

آتش عشق است كاندر نى فتاد

 جوشش عشق است كاندر مى‏فتاد

 
Âteş-i ıskest ke’nder ney fütâd
Cûşiş-i ışkest ke’nder mey fütâd
 
Neydeki âteş ile meydeki kabarış,
hep aşk eseridir.
 

نى حريف هر كه از يارى بريد

پرده‏هايش پرده‏هاى ما دريد

 
Ney harîf-i herki ez yârî bürîd
Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd
 
Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri,
bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır.
 

همچو نى زهرى و ترياقى كه ديد

همچو نى دمساز و مشتاقى كه ديد

 
Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd
Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd
 
Ney gibi hem zehir, hem panzehir;
hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştür
 

نى حديث راه پر خون مى‏كند

 قصه‏هاى عشق مجنون مى‏كند

 
Ney hadîs-i râh-i pür mîküned
Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned
 
Ney, kanlı bir yoldan bahseder,
Mecnûnâne aşkları hikâye eder.
 

محرم اين هوش جز بى‏هوش نيست

مر زبان را مشترى جز گوش نيست‏

 
Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist
Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst
 
Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk 
etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur
 

در غم ما روزها بى‏گاه شد

روزها با سوزها همراه شد

 
Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd
Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd
 
Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve
Ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu –yânî, ateşlerle, yanmalarla geçti – .
 

روزها گر رفت گو رو باك نيست

تو بمان اى آن كه چون تو پاك نيست

 
Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst
Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist
 
Günler geçip gittiyse varsın geçsin.
Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!..
 

هر كه جز ماهى ز آبش سير شد

هر كه بى‏روزى است روزش دير شد

 
Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd
Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd
 
Balıktan başkası onun suyuna kandı.
Nasibsiz olanın da rızkı gecikti.
 

درنيابد حال پخته هيچ خام

 پس سخن كوتاه بايد و السلام

Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm
Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm
 
Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar. 
O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm. 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popular Posts