Konu başlıkları
[gizle]Coğrafi dağılım
Laz halkının otoktan olarak yaşadığı Hopa, Borçka (sadece 3 köyde), Arhavi, Ardeşen, Fındıklı, Pazar, İkizdere (birkaç köy) ilçelerinin yanı sıra 1877-78 Osmanlı -Rus savaşı (93 harbi) ertesinde göç edilen Marmara bölgesinde Akçakoca, Gemlik, Sapanca, Yalova, Maşukiye, Karamürsel, Gölcük, Düzce, İzmit, Bursa kentlerine bağlı bazı köylerde de konuşulmaktadır.Bunun yanı sıra Gürcistan’ın Batum kentinin 5 köyünde ve şehir merkezinde, Osmanlı ve Sovyetler Birliği’nin sürgün politikaları neticesinde Lazların sürgüne gittiği; Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Yunanistan, Estonya gibi ülkelerde sağ kalan ve aslını korumayı başarabilen Lazlar tarafından konuşulduğu tahmin edilmektedir.[özgün araştırma?] Maddî sebepler sonucu göç edilen Almanya, Hollanda, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde yaşayan Lazlarca da konuşulmaktadır.[2].
Sınıflandırma
Lazca; Kafkas dilleri ailesinden olup Gürcüce, Megrelce ve Svanca ile birlikte Güney Kafkas dilleri koluna ait bir dildir. Bazı dil bilimciler, birbirine çok yakın olan Megrelce ve Lazca'yı, Zan dili ya da Kolhis ya da Zan dili olarak tanımlamaktadırlar. Bu iki dili konuşan insanlar arasında karşılıklı anlaşma mümkündür.Tüm Kafkas dilleri gibi Lazca bol miktarda sessiz harfe (consonant) sahip olup diğer Güney Kafkas dillerinde bulunmayan /f/, /y/ ve /h/ gibi sessizleri ve Hopa ve Borçka (Çxala) dialektinde kullanılan uvular (küçük dil) sessizi (consonat) /q/ harfini de barındırdığından ait olduğu dil ailesinin consonant sayısı bakımımdan en zengin dilidir. Lazca, özellikle büyük kentlere göçen genç nüfusun hızlı asimilasyonu sonucu yok olmak üzeredir.
Tarihçe
20. yüzyıla kadar Lazlar ve Megreller bağlı bulundukları ülkeler doğrultusunda Kiril, Gürcü ve Arap alfabelerini kullanılmışlardır. Lazların M.Ö. 6-7. yüzyıllar ve sonrasında Helen kolonizasyonu ile başlayan Laz-Yunan ticari ve kültürel ilişki döneminde Yunanca yazı yazdıkları, tapınaklarına Yunanca harflerle yazılar yazdıklarını biliyoruz. Hatta Lazların Kudüs’te kendilerine ait bir kiliselerinin olduğunu, Lazca yazılmış İncillerinin olduğunu da biliyoruz. Yunan kaynaklarına göre Kolhis'de, bugünkü Poti çevresinde bir retorik eğitim merkezi bulunuyordu. Bu merkezde aynı zamanda felsefe dersleri de veriliyordu ve kolonicilerin çocukları olan Yunan öğrenciler de devam ediyordu buraya. Ve bu merkezde Kolhisçe yani Lazca ve Megrelce'nin ayrılmamış versiyonunda ve Eski Yunanca dil eğitimi veriliyordu. Alman araştırmacı Rosen tarafından 1843 te yayınlanmış çalışması Lazca üzerine yapılmış ilk bilimsel çalışmalardan birisidir.Yakın tarihte ilk Lazca çalışmalarını, İlk Lazca grameri yazan Rus filolog Niko Marr'a göre Hopalı Faik Efendi’nin başlatmıştır. 1920’lerde İskenderi Ǯit'aşi(ისენდერი წიტაში) Sohum’da direktörlüğünü yaptığı Laz okullarında "Alboni" adlı alfabeyle kendisine ait "OǨİTXUŞİ SUPARA"(Okuma Kitabı) adlı ders kitapıyla Lazca eğitim verdi. Sonra yine Abhazya’da MÇİTA MURU3Xİ (Kızıl Yıldız) gazetesi [kaynak belirtilmeli] yayımlanıp Lazca tiyatro eserleri sergilendi, Lazca broşürler basıldı. 1930’larda Atatürk’ün aracılığı ile Türkiye’ye getirilen Fransız dilbilimci Prof. Georges Dumézil de Arhavili Lazlar arasından derlediği masalları “Contes Lazes” ismini verdiği kitabta Paris’te yayımladı.
Laz Alfabesi Latin kökenliydi. Mevcut Türk alfabesine Lazca sesler eklenerek yeni alfabe oluşturuldu.1991’te Osman Tamtruli’ye ait "NANA NENA" isimli Lazca ders kitabı Almanya’da yayımlandı.1992'te Lazuri Ambarepe (Lazca Haberler) isimli bir dergi yine Almanya’da yayına başladı. Ardından "PARPALİ (kelebek)" dergisi geldi. Ardından alfabe OGNİ SK'ANİ NENA isimli Türkiyeli Lazlar’a ait ilk Lazca dergiyle Türkiye’de kullanıldı. Ve MJORA ve SİMA gibi Lazca dergiler bu alfabe ile birkaç sayı çıktılar. Günümüzde kabul gören alfabe budur. Lazca'nın yakın bir zamana kadar hiç yazılamamış olmasından dolayı standart bir yazım dili oluşturulamamıştır.[özgün araştırma?]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder