1
TURKCEDE CĐNGENELER ĐCĐN KULLANILAN KELĐMELER VE BUNLARIN ETĐMOLOJĐLERĐ
[Dil Arastırmaları Dergisi, Cilt:1, Sayı:1, Guz-2007, s. 61-82 ]
Huseyin Yıldız
Gazi Universitesi, Ankara
OZET
Turkcede Cingeneler icin pek cok kelime kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları “cingene”, “kıti”,
“posa”, “karacı”, “roman” gibi kelimelerdir. Bu kelimelerin buyuk kımıTurkceye diğr dillerden gectikleri
icin yabancıkaynaklıbir etimolojiyle acılanabilmektedir.
Bu makalede tarihi ve cağas Turk lehcelerinde Cingeneler icin kullanıan kelimeler tespit edilecek,
bunları dunya dillerindeki karsıılarıla kıaslamalarıyapıarak etimolojileri ortaya konacaktı.
ANAHTAR KELĐELER
Turkce, Cingene, Kıpti, Posa, Karacı, Roman, etimoloji
ABSTRACT
There are many words, in Turkish, used for Gypsies. Some of them are “Cingene”, Kıti”, “Posa”,
“Karacı”, “Roman” etc. Because of coming from other languages, most of these words can be explained by
an etymology of foreign source.
In this article, the words which are used for Gypsies in historical and modern Turkic dialects will be
selected and the comparisons of this words with the other world’s languages will be made to put forward of
their etymologies.
KEY WORDS
Turkce, Gypsy, Cingene, Kıpti, Posa, Karacı, Roman, etymology
GĐRĐS
Turkiye’de Cingeneler genel olarak “Cingene” adıla bilinmekte ve cesitli bolgelerde “Abdal (ed.),
Arabacı(ah.; msu.), Beyzade (ah.), Cano/Cono (ed.), Dom/Lom/Rom (ihd.; ed.), Elekci (ctt.), Esmer vatandas
(ihd.; ed.), Gurbet, Gurbeti, Karaci/Karacı(ed.; ah.), Karaoğan, Kıti, Lulu, Mango, Mutrib/Mutrip (ctt./ed.),
Pıpı, Posa/Bosa/Pasa (ed.), Roman (ctt.), Sepetci, Teber (ed.), Todi” adlarıla anımaktadı.
Cingenelerin bu kadar fazla isimle anımasıı sebebi, bulunduklarıcoğafyanı Turkiye’yle sıılıkalmayı Hindistan’dan Asya, Afrika, Avrupa, hatta Amerika’ya kadar uzanarak dunya coğafyasııkaplamasıı.
2
Bizim calısmamızda Turkiye’de Cingeneler icin kullanıan adlardan yalnıca etimolojisi tartımalıolan
“Cingene, Kıti, Karaci, Posa, Roman” kelimeleri uzerinde durulacak, diğrleri hakkıda ise kıa bilgilerle
yetinilecektir. Oncelikle kelimelerin dil ve lehcelerdeki kullanııele alıacak, sonra da etimolojisi
gosterilecektir. Fakat burada ası amac “Cingene” kelimesidir ve ileride goruleceğ uzere bu kelime hakkıda
ayrıtııbilgiler verilecektir.
1. Cingene < Etu. Cıāny
Cingenelerin adıuzerine yapıan calımalarda dile getirilen pek cok gorus vardı. Ancak bunları
bazıarıbir hayalden oteye gidememis, bazıarıise son derece mantılıgelmistir. Biz once bu gorusleri ozet
olarak verecek, sonra da kendi gorusumuzu, oncelikle tarihi ve cağas Turk lehcelerinden, sonra da dunya
dillerinden ornekler vererek acılamaya ve ispatlamaya calıacağı.
“http://www.turkiyecingeneleri.8m.com” adlıinternet sitesindeki verilere gore "Cigani" kelimesinin
kokeni hakkıdaki bazıbilgileri ozetle soyle sıalayabiliriz:
1. Bu isim, Phrygien・Lde (BatıAnadolu・Lda bir bolge) cok onceleri yasamı olan "Atsigani" yahut
"Athiganoi" isimli gnostik bir mezhebe kadar gerilere gitmektedir. Bu mezheb, havariler doneminde
Samerra・Lda buyucu Simon tarafıdan kurulmustur. Bu konu, Yeni Ahit・Lte Resullerin Đleri・Lnde gecmektedir.
Cingenelerin, bu mezhebin uyeleriyle bağantıkurarak, buyuculukle mesgul olduklarızannedilmektedir. Bu
konuyla ilgili olarak Berger’in, Millosich’i kaynak gosterdiğ bilgiden tarikatı 9. yuzyıda yaygı olduğnu
oğenmekteyiz (Berger, 2000: 9).
2. Cingeneler, 1068・Lde Athos DağıLndaki Iviron-ManastııLnda bulunan “Aziz Georg・Lun Hayatı” isimli
kitapta "Adsinkani" olarak ifade edilmektedir.
3. Bazıarastımacıar Cingenelerin, bahsi gecen mezheple bağantııı yanııa, Maniheistlerle de
bağantıkurmus olabilecekleri ihtimali uzerinde durmaktadı. Onlarıbu kanaate iten sebep ise, "temizlik" ve
"pislik" kavramlarıı. Yunanca bir kelime olan "Athinganoi", "Dokunulmazlar" anlamıa gelmektedir.
Bundan dolayı "Athinganoi", kendisini "pis" telakki ettiğ gruplardan sakımak durumunda kalmıtı.
Cingenelerin menseini Hindistan olarak gorurken, oradaki Brahmanlar, Ksatriya, Vaisya ve Sudralardan
olusan katıkast sistemini de goz ardıetmemek gerekir. Zira bu Hint kastlarıarasıda da sıısııa uyulan
temizlik kurallarıvardı. Muhtemelen "Athinganoi", Hint kast sistemindeki "temiz" ve "pis" kurallarıla
karıtıımakta ve bu sebeple boyle bir bağantıa gidilmektedir.
4. Cingeneler Farsca ve Turkcede kullanıan ahen-ger (ahen=demir, ger=yapan) kelimesiyle ifade
edilen nalbantlardı. "Ahen-ger" sozu de, daha sonra "Athinganoi" isimli gnostik mezheple munasabet
kurmus ve bu iki kelimenin karıııdan da Cingene ismi doğustur. J. Gonda bu munasebeti inanıı kabul
etmektedir. Cunku ona gore, Cingene erkekleri daima nalbantlı, buyuculukle ve kadılarıda falcııla
mesgul olmustur. Bundan dolayıı ki buyuculuk, yıan afsunculuğ, kahinlik ve vantrilokluk (karıdan
konusma) yaparak zuhur eden bu gnostik mezheple bağantıkurulmaktadı.
5. Cingeneleri "ahen-ger" kelimesiyle irtibatlandıanlardan Michael Genner, onları Ortacağtarihinde
gezici esnaf ve sanatkarlar olarak cok onemli rol oynamı olan metalurjinin mucidi olarak nitelendirmektedir.
M. Genner, Cingene kavramıı"Ege Denizi" (Aegaeschen Meer) anlamıa geldiğ yanlı kanaatiyle eski
3
Turkcedeki "Ak-deniz" kelimesiyle irtibatlandırmakta ve bu kelimenin daha sonra "Atsinkonos" sekline
donustuğunu savunmaktadır.
6. "Cingene" kelimesi bu sekliyle ilk olarak Turkler tarafından kullanılmıstır. "Ceng", kanuna benzer
dik tutularak calınan bir cesit saz manasına gelirken, "cengi" ise ceng denilen sazı calan kimse ve oyuncu kız
(dansoz) manalarına gelmektedir. "Gan" ve "gen", sonu e ile biten Farsca kelimeleri coğul yapmaktadır.
(Hace-gan= hocalar’da (hace=hoca, gan=ler, lar) olduğ gibi.) Bu dusunceden hareketle, ilk olarak Turkce・Lde
kullanıan Cingene kelimesi "cengi-gan" veya "cengi-gane"= cengicilik, cengilik yahut cengiler manasıa
gelen bu kelimeden turemis olabilir.
7. Diğr Batııarastımacıardan farklıolarak R. Pischel, Cingene kelimesini, Hint "Marathi" boyundan
cımı olan ve "Tsengaris" seklinde telaffuz edilen "Changar"lara dayandımaktadı.
1. 1. Tarihi Turk Lehcelerinde “cıāny” Kelimesi
“Cingene” kelimesinin Eski Turkcedeki sekli olarak dusunduğmuz “cıāny” kelimesi tarihi Turk
lehcelerinde su sekilde gecmektedir:
Orhun Kitabelerinde birden fazla yerde gecen “cıāny” kelimesi, iki yerde yukleme hali eki /-ıā ile iki
yerde de /yok/ kelimesiyle birlikte gecmektedir. Talat Tekin’in “yoksul, fakir, sefil (Tekin, 2006: 136)”
anlamlarııverdiğ kelime ile ilgili olarak Kul Tigin ve Bilge Kağn kitabelerinde gecen “yok cıāny
budunuākop ėbratdı. Cıāny budunuābay ėıdı (KT, Guney, 10 ve BK, Kuzey, 7)” cumlesini ornek
olarak gosterebiliriz (Tekin, 1998: 36 ve 58; Ergin, 1999: 6 ve 58). Burada dikkat cekmek istediğmiz bir
husus, kelimenin “yok cıāny” ikilemesi olarak da kullanımı olmasıı.
Eski Uygur Turkcesi’yle ilgili olarak Altun Yaruk, Đyi ve Kotu Prens Oykusu, Irk Bitig gibi metinlerde
rastladığımız “cıāy” kelimesi icin Eski Uygur Turkcesi Sozluğu’nde “fakir, yoksul (Caferoğu, 1993: 40)”
anlamlarıverilmistir. A. von Gabain’in “cıāy, cıān, cıāny” seklinde gosterdiğ kelimenin Macarca’sıı
“cigany” olduğnu belirtmesi ve kelimeyi Almanca’daki “zigeuner”le acılamasıbu konudaki tezimizi
guclendirmektedir (Gabain, 2000: 272). Cunku “zigeuner” kelimesi Almanca’da Cingeneler icin
kullanımaktadı (Steuerwald, 1974: 186). Ayrıa Gabain’in kelimenin /y/ ve /n/ konsonantlısekillerini
vermesi de onemlidir. Konuyla ilgili bir diğr not ise James Russell Hamilton’un Đyi ve Kotu Prens Oykusu
adlı calısmada “cıāy” kelimesinin ikinci unlusunun uzun olabileceğni belirtmis olmasıı (Hamilton, 1998:
163). Cıāy kelimesinin gectiğ Eski Uygur Turkcesi metinlerinden bazıornekleri soyle gosterebiliriz (“yok
cıāy” ikilemesine dikkat edilmelidir.):
yok cıay bolup tev kur tıtagıta.. (UAY, 102/5)
cıay tıl(ıglar barca erdinilig (UAY, 118/13)
y(a)rlıancucıkongulleri uze cıay emgekin (UAY, 216/11)
ac kı ig kegen yok cıay (UAY, 236/1)
togduk- / -da yok cıay irinc y(a)rlı (UAY, 299/7-8)
kamag yalanguklarnıg cıay emgeklig (UAY, 449/6)
yoka cıayka busıbirsun.. (UAY, 526/18)
4
Cıgany er oglı kazgancka barmis. Yolu yaramis. Ogire sebinu kelir tir. Anca bilingler: Edgu ol. (IB, 30)
erdim ukus yoq cıγay amgaklig / tılıγlar-aγ korup ıγladı. (ĐP, V, 5-6)
yer taŋi torumista / baru bay yema bar yoq cıγay yema (ĐP, VI, 1)
tilayu yoq cıγay irinc / yarlıγ tılıγlarqa (ĐP, XLVIII, 1-2)
KarahanlıTurkcesinde “cıān” ve “cıāy” sekillerinin birlikte yer aldığııDivanu Lugati’t-Turk
(DLT)’ten anladığıı kelimeyle ilgili olarak Besim Atalay’ı calımasıda “fakir, yoksul” anlamlarıverilmekte ve kelimenin Kitabu’l-Đrak’te “cimri” anlamıa geldiğne dikkat cekilmektedir (Atalay, 1999:
145). KasgarlıMahmud’un, “cıān” seklinin Arguca’da bulunduğnu belirttiğ kelimenin, Robert Dankoff ile
James Kelly’nin ortak calımasıda ikinci hecesi uzun unlulu olarak gosterildiğnden de (čγā, čγā) burada
bahsetmek gerekmektedir (Dankoff, 1985: 91). Bununla beraber Kutadgu Bilig (KB)’de kelimenin “cıāy”
ve bundan turemis “cıāylıė” sekilleri bulunmaktadı. KarahanlıTurkcesiyle ilgili orneklerimiz sunlardı:
kongul kimnig bolsa qalıyō cıā
qısa kucun bolmas anıtoq bā (DLT-Erdi, 230)
Balcı balı yugrulur
Cıay yawuz yırıur
Ernğkleri ogrulur
Odhuc bile ewrisur (DLT-I, 248/3-6)
Kık yıka tegin bay cıay tuzlinur (DLT-I, 349/13)
biliglig biligsiz cıāy bar ya bay
uėsluāuėssuz otun bar ken ay (KB, 1923)
kozi suėkisi nengke bolmaz bu bay
ėmuādunya bulsa aħı suėcıāy (KB, 2004)
bor icme aya borcıboāıėlıbor icse acıdıcıāylıėyolı(KB, 2096)
senin baylıėı kor cıāylıėturur
sanga kim cıāy erse baylıėturur (KB, 3553)
Harezm Turkcesi metinlerinden Nehcu’l-Ferāis’te “cıāy” (Ata, 1998: 102), Ėıśaśu’l-Enbiyā(Ata,
1997: 159-160) ve Mukaddimetu’l-Edeb (Yuce, 1993: 111)’de “cıāy” ve “cıāylıė” sekillerinde bulunan
kelime icin “fakir, yoksul, fakirlik, yoksulluk” anlamlarıverilmistir. Asağıaki orneklerden de anlasıacağıuzere kelime coğnlukla “er-” veya “bol-” fiilleriyle birlikte kullanımıtı. Ayrıa bu fiillerin daha sonraki
donemlerde ek-fiil gorevi ustleneceğ unutulmamalıı:
qavĩerdim taqıbu olām Ŝ‘ĩ erdi. Taqımen bay erdim taqıbu olām cıāy erdi. (NF, 286-2)
…Kim ol kun cevā aydırrse nrceme kuclug cıāy / erse… (KE, 53v9)
Yoėı cıāy rrdiŋ… (KE, 190v7)
Ya‘nįMuĥmmed cıāy erdi… (KE, 193r20)
yoėı cıāy rrse įā kelturdi… (KE, 195r3)
Aymılar: Đlā cerigi yoėuz cıāy rrdiler… (KE, 200r21)
… ozleri cıāy rrken ħlėā nef‘ yrtkurmek (KE, 201r5)
5
… kimerseniŋmunca māıbolsa cıāy bolmaāy. (KE, 192v7)
… taėımāsı cıāy-men. (KE, 186r7)
… biz cıāy-miz (KE, 138v16)
B・€rmedi māı aŋ yoėuz cıāyā b・€rdi ol (KE, 161r9)
Mıś ・€liniŋsehrĩrustāı bayıcıāyı erkegi tisisi … (KE, 75r10)
… altunum kumusumni, yāėūı gevherimni cıāylarā / b・€rgeymen… (KE, 80r21)
Ėāūā ayāı māııŋb・€sde birin cıāylarā b・€rsun… (KE, 125v2)
māı kāirā bolmasun t・€p yoėuz musulmā cıāylarā b・€rdim. (KE, 161v5)
Kimrrse cıāylıėı ėrtulayı t・€se āi ‘imrānıoėsun… (KE, 66r15)
cıāy / kuci yetti ana, yaraāıyetti ana, urdıana (ME, 133-1)
cıāy boldı/ cıāy / aldandıanı birle, arsıtıanı birle (ME, 144-2)
aāı acā n・€sre / komdi anıgorge, gorlu ėıdıanı śıā ėtmaėā buyurdıana / cıāy boldı(ME, 15-1)
sokel ėıdıanı/ cıāy boldıbay / surdi, koturdi (ME, 39-4)
cıāy boldı/ cıāy / aldandıanı birle, arsıtıanı birle (ME, 144-2)
keduk boldı cıāy boldı/ cıāylıėyākeduk (ME, 145-4)
keduk boldı cıāy boldı/ cıāylıėyākeduk (ME, 145-4)
Kıcak Turkcesi sozluklerinden Kitab-ı Mecmu-ı Tercuman-ı Turki ve Acemi ve Mugali ’de “yoksul,
fakir (Toparlıvd., 2000: 37)” anlamıverilen kelime Đbni-Muhenna Lugati ’nde birincisi “cicek hastalığı”,
ikincisi “fakir” olmak uzere iki anlamda kullanımıtı (Battal, 1997: 25-26). Recep Toparlı’nı Kıpcak
Turkcesi Sozluğu’nde ve Kitabu’l-Đrak Li-Lisani’l-Etrak’te gecen “cıān” kelimesi icinse “bahil, cingene”
karsıılarıkullanımıtı (Toparlı 2003: 49; Caferoğu, 1931: 29). Bu bilgilerin, A. von Gabain’den sonra
rastladığıı “cingene” anlamıverilen ilk veriler olduğ unutulmamalıı.
Cağtay Turkcesinde “cıāy” seklinde gorduğmuz kelime “fakir, yoksul” anlamlarıa gelmektedir.
Siban Han ve Lutfi (Karaağc, 1997) divanlarıdaki su cumleleri ornek olarak verebiliriz:
Tili kongli savā ortaėcıāy kongli bayā ortaėOzum besįħā-ŧma‘ dįāe vu mecnū-min (Siban Han, 119b-1)
Sizdin eger tilense gul ĥsn ulusi ‘aceb degul
Bay kisilerge cāe yoėāįcıāy su’āıı (Lutfi, 1495)
Ĥsnidin pervāıyoėkim sorsa ĥāınıbirer
Bay kisige yuz cıāy ger olseler ām bolmaāy (Lutfi, 2390)
Eski Anadolu Turkcesi metinlerinde “cığn” ve “cığnlı” sekillerinde gecen kelime icin “cimri, bahil,
hasis; pintilik, cimrilik, hasislik” anlamlarıverilmektedir (Tarama-II, 1965: 765-766):
Muti‘ [Ar.]: uyan, licam [Ar.]: uyan, eruz [Ar.]: birinc baħl لyz{ [Ar.]: cığan ن|}~ (Fer. XIV. 26)
(Tarama-II, 1965: 765)
Biri gayretsuz biri zalim biri anun cığan ن|}~
Biri kat‘-ırahm edendir ya Mucib, ya Musteğs (Muham. XV.20) (Tarama-II, 1965: 765)
Cu Hak yoluna az verenin bu ola isi
6
Cığanın ك|}~ nite ola haline kıl ıttıla‘ (Muham.XV.356) (Tarama-II, 1965: 765)
...Ya‘ni, rahmetin dukendi mi, ya benim gunahı senin rahmetin hazinesin duketti mi, ya kullarıa
cığn mı€.|}~ oldun, ya kulları gunahısenin affinden cok mu oldu, kim eydursun ben anıyarlıamazam.
(Cennet.XV.91) (Tarama-II, 1965: 765-766)
Ol cığn ن|}~ kuldur, ben Kerim Tanrıyam (Cennet.XV.101) (Tarama-II, 1965: 766)
Pes gerektir ki bununla dahi mutenebbih olup ol hırs, cığanlık ..|}~ kapusun yapasın, cud ve ata
kapusun acasın. (Leys.Ar.XV.8) (Tarama-II, 1965: 766)
Bilsun sol kimse kim buhledup cığanlık ..|}~ eder ki ol Allah yolunda infak etmek sevaplarından
mahrum kalur. (Leys.Ar.XV.489) (Tarama-II, 1965: 766)
…Nice yarlıamazsı kim Kerim, Rahim, comert Tanrısensin, cığnlı ..|}~ benim sıatıdı.
(Cennet.XV.91) (Tarama-II, 1965: 766)
Pes bilsin solo kimse kim buhledip cığnlı ider, ol kendi nefsine cığnlı ..|}~ ider.
(Leys.Mu.XV.304-1) (Tarama-II, 1965: 766)
…Yoksa mal sevgisi Tanrısevgisinden artı gelip cığnlı ..|}~ ve bahillik kıurlar mı
(Leys.Mu.XV.186-1) (Tarama-II, 1965: 766)
OsmanlıTurkcesinin ilk doneminde rastladığıı “cığn” kelimesi icin Tarama Sozluğu’nde “insafsı,
dusmanca hareket eden”, “cığnlı” kelimesi icinse “pintilik, cimrilik, hasislik” anlamlarıverilmistir.
OsmanlıTurkcesinin sonraki donemlerinde gorduğmuz “cingene” kelimesi icin Tarama Sozluğu “Cingene:
karacı karacı kurbet (gezici, yurt tutmayan); Cingene cocuğ: gurbet oğanı” acılamalarııyapmaktadı(Tarama-VIII (Dizin), 1977: 78). Ahmet Vefik Pasa’nı Lehce-i Osmani’sinde ise “cingene”
sozcuğ icin su acılamalar yapımıtı:
Cingene: ( .|.. ) is. Hint’ten zuhur etmis bir putperest kavimdir. Bir takııĐan’dan Irak’a ve Sam ve
Mıı’a gecip onlara gacr, karacı kıti derler, ondan garba ve Endulus’e ve Frengistan’a yayımıtı, bir
takııa cingen ve cinger denir. Kıcak yolundan Avrupa’ya gecip Rumeli’ye ve ta Bohemya’ya yani Ceh
vilayetine ve ondan her tarafa muntesir olmustur. Halen ekseri bedeviyyette olup kendileri isimlerine
rumakula derlerdi. Me’valarıolan Ulah Boğana Romanya denir. Demircilerine lungur, ayııarıa ursal,
calgııarıa lavtal. sf. Yuzsuz, ceri, hayası. (Toparlı 2000: 100)
Konuyla ilgili kelimenin gectiğ ornekler soyle sıalanabilir:
Eledd .. ا [Ar.]: Hic hakka meyletmeyen cığan ن|}~ ve oneğu olan hasım. (Bab.XVI.2,445) (Tarama-II,
1965: 766)
Hurza .... [Ar.]: Kumar oynayanların emini ve cığanlığından ..}.|}~ et satın almayup cuz’i nesne ile
gecinup yuruyen nekes kimse. (Bab.XVI.2,165) (Tarama-II, 1965: 766)
Hasrame ..... [Ar.]: Taama koruk sımaklı ve katıcığnlı ..|}~ . (Bab.XVI.2,167) (Tarama-II,
1965: 766)
1. 2. Cağas Turk Lehcelerinde “cıāny” Kelimesi
“cıān” kelimesi cağas Turk lehcelerinde doğudan doğuya kullanımamakta, ya “cingene” ya da
“cıān” kelimesinin değsmis bicimleri gorulmektedir. Simdi bunlarısıasıla gorelim:
7
Gagavuz Turkcesinde Cingeneler icin “cingene” kelimesi kullanımakta, ayrıa bunları yanısıa
“cingene satrası” (cingene cadıı ve “cingene balıı” (bir balı turu) kelime gruplarıa da yer verilmektedir
(Baskakov, 1991: 61). Ayrıa kelime Petri Cebotar ile Ion Dron’un hazıladığısozlukte “cingena” seklinde
gecer (Cebotar-Dron, 2002: 160).
Kıgı Turkcesinde Cingeneler icin Ruscanı da etkisiyle “sığn” ve “tsıan” kelimeleri
kullanımaktadı (Yudahin, 1998: 649) Nurettin Aksu ile Ayfer Isı’ı ortak calımasıda Cingeneler icin
“lolu, sıan, tsıan” kelimelerine yer verilmistir (Aksu-Isı, 1997: 41). Bunlara benzer olarak Cingeneler icin
Kuman ve Balkar lehcelerinde “sigan” (Nemeth, 1990: 45), Kazak Turkcesinde “tsıan” (Koc vd., 2003:
615), Karacay-Malkar Turkcesinde “cıan” ve “cıan ıtavat” (Cingene obası (Tavkul, 2000: 173), Altay
Turkcesinde “sıan” (Naskali-Duranlı 1999: 153), Cuvas Turkcesinde “cigan” (Ceylan, 1997: 173), Saha
(Yakut) Turkcesinde “sıaan” (Vasiliev, 1995: 55) kelimeleri kullanımaktadı.1
Anadolu ağızlarına bakıldığında ise kelimenin Derleme Sozluğu’nde “cingan, cingen, cıgan, cıgana,
cingen, cingene” sekillerinde ve “cingene; cimri; hindi altıa konan tavuk yumurtalarıdan cıarak hindi ile
gezen tavuk civcivi; gorgusuz” anlamlarıda kullanıdığıgorulur (Derleme-III, 1993: 978-979). Ayrıa
kelimeye Afyon’da “cingē” (Boz, 2002: 299), Ordu’da “cıān” (Demir, 2001: 338), Ankara,
Sereflikochisar, Espiye ve Eynesil’de “cingan” (wc.); Surmene’de “ein-gan” (wc.); Malatya’da “cinān”
(Caferoğu, 1995: 269), Sivas’ta “cinān” (Caferoğu, 1994: 223), Erzurum’da “cingen” (Gemalmaz, 1995:
58), Samsun ve Bafra’da “cingen” (wc.); Diyarbakı’da “cingene” (Erten, 1994: 151), Macka’da “cingan”
(wc.); Akcaabat’ta “cingan” (wc.); Đizdere’de “cincane” (wc.); Kuzeydoğ Bulgaristan’da “cingene” (Dallı
1991 : 180), Doğ Rodop’ta ise “cingana” (Mollova, 2003: 62) seklinde rastlanıı. Efrasiyap Gemalmaz ve
Munir Erten calımalarıda “cingene” kelimesinin kaynağıolarak Farsca “cingane”, Mollova’nı ise
Bulgarca “tzigane” kelimelerini gosterdiklerine de değnmek istiyoruz.
1. 3. Etimolojik Sozluklerde “cıāny” ve “cingene”
“cıāny” kelimesi icin Clauson’un etimoloji sozluğnde “fakir, yoksul” anlamıverilmis ve kelimenin
Kokturk kitabelerinde ve Irk Bitig’de “cığn”; Uygur Turkcesi metinleri, Kutadgu Bilig, Đni Muhenna,
Rabguzi, Oğz Kağn destanıve Husrev u Sirin’de “cığy”; KasgarlıMahmud’da “cığ:y” ve “cığ:n”;
Kıcak Turkcesi metinlerinde “cığ:y”; Cağtay, Harezm Turkcelerinde ve Houstma’da “cığn”; OsmanlıTurkcesinde ise “cığn” sekillerinde gectiğ belirtilir (Clauson, 1972: 408-409).
Rasanen, Ebu Hayyan’da “čγan” seklinde gecen ve “fakir, bahil, cingene” anlamıverilen kelimenin,
KB’de “čγaj”, Uygurca’da “čγaj, čγan”, Cağtayca’da “čγan čγaj” seklinde bulunduğnu gostermekte;
kelimenin Orta Yunancada bulunduğna dikkat cekmekte ve ipucu olarak da “čngana” kelimesini
vermektedir (Rasanen, 1969: 107).
1 Burada “cıan” kelimesini olduğ gibi muhafaza eden Karacay-Malkar Turkcesi ve ikinci hecedeki
uzunluğ koruyan Saha (Yakut) Turkcesine dikkat edilmelidir.
8
Drevnetyurkskiy Slovar’da “čıan” seklinde verilen kelime (Nadelyayev, 1969: 145) icin Tietze,
Derleme Sozluğ’ndeki “cığn /cıay” sekillerini ve “zuğrt, parası, cimri, hasis, insafsı” anlamııvermektedir. Ayrıa “aldatıı hileci” anlamıa gelen “cığl” kelimesini de bu madde icinde gosteren Tietze,
kelimenin Eski Turkce “cıāŋ” / “cıāy” “fakir, yoksul” olduğnu ve Bizans Yunancasıdaki “Tsiŋan
(Cingene)” dan geldiğni belirtmektedir (Tietze, 2002: 504). Tietze “cingene” kelimesi icin ayrıbir madde
vermis ve orada da Anadolu ağılarıda “cingan / cingan / cingen / cingen” sekillerinde bulunan, OsmanlıTurkcesinde “Cingane / Cingene” biciminde gecen kelimenin “Yunanca τσιγγάνος(Tsinganos) < Bizans
YunancasıΑτσιγγανος(Atsinganos) aynımanada < Αθίγγανος(AŃnganos) (kabile adı” seklinde bir zincirle
Yunanca olduğna dikkat cekmektedir (Tietze, 2002: 519).
Radloff’un “Ciāi: [ ى}y. (Dsch.)] = cıāi cıāńбедний –arm; ・・y. وا c ・・y.|. .y・ハ.|・・. و・・ .y. ・Ny.|c a و| .| ا
.y-y・・ .・・.R .・P.・・|}..|・} ・・y2 و. و| . وc. ا ” seklinde verdiğ (Radlov, 1988: 2110) kelime icin Tenisev, “*čγań← ?”
maddesinde kelimenin “yoksul” anlamıa geldiğni belirtmekte ve tarihi lehcelerdeki sekillerini vermektedir.
Ayrıa Tenisev, Ebu Hayyan’da kelimeye “cingene” anlamıverildiğni de hatılatı (Тенишев, 2001: 333-
334).
Gyula Decsy’nin “chyghaj : poor, misery, cf. Hungarian cigany ‘Gipsy, gipsy’ ” seklinde acıladığı(Decsy, 1998: 103) kelimeye Alan Godward, sozluğnun “Cingene” maddesinde “[Magyar czigany, gypsy
{>Eng Tsigany}] gypsy” acılamasııvermekle yetinir (Godward, 1999: 62).
Nisanyan da, “cingene” kelimesinin “Yun. tsingana τσιγγάνα ~ Orta Yun. atsinganos” olduğnu isaret
etmekte ve “muhtemelen eski bir Anadolu dini topluluğnun adıolan Yunanca sozcuk bugunku anlamıla ilk
1378’de kaydedilmistir” notunu dusmektedir (Nisanyan, 2002: 94).
Turkceyle ilgili, son olarak Đmet Zeki Eyuboğu ise kelimenin Farsca “cengiyan (ceng calanlar)dan
cengare ~ cingane ~ cingene” seklinde değserek Turkceye gectiğni iddia etmekte ve “Hindistan’dan cıı
baska ulkelere dağıdığısoylenen, genellikle calgıcalı oynayarak gecimini sağayan topluluk. Ceng (calgı
calmalarınedeniyle kendilerine calgııar anlamıda cengiyan denilmis, sonra ağı ayrıılarıyuzunden
cingan, cingene bicimine girmis.” acılamasııvermektedir (Eyuboğu, 1998: 146).
Dunya dillerinin etimolojik sozluklerinde ise kelime soyle acılanmaktadı:
Maks Fasmer, Rusca “цыгaн” / cokluk: “цыгaнe” kelimelerinin; Ukraince’de “цигaн”, Belarus’ta
“цыгaн”, Eski Ruscada “цыгaнe” (cokluk), Orta Bulgarcada “aцигaнинъ”; Bulgarcada “цигaнин”, Sıp-
Hıvatcada “цигaнин”, Orta Yunanca “τσιγγαυος” ve Eski Yunancada “άτσίγγαυος” olduğnu gostermekte
ve BatıAnadolu’daki Frigya’daki gruplarla ilgi kurmaktadı (Fasmer, 1987: 305)
Oscar Bloch, Fransıca “tsigane” kelimesinin Almanca “Zigeuner”le iliskili olduğna ve “cingene”
anlamıa geldiğne değnmektedir. Kelimenin Đgilizcesinin “gipsy”, Đpanyolcasıı “gitano” olduğndan
9
da bahseden Bloch, bunların “mıılı” anlamıa gelen “egyptien, egyptano” kelimelerinden gelistiğni ifade
etmektedir (Bloch, 1932: 348)
France Bezlaj, Sloven dilindeki “cigan / cigana” kelimesinin “ciganka, ciganica, ciganski, (o) ciganiti,
cigan, cigani, ciganija, ciganka” sekillerini de gostermekte ve diğr benzer slav dilleirinden ornekler vererek,
kelimenin kokenini Bizans Yunancasıa dayandımaktadı (Bezlaj, 1976: 63).
Josef Holub ile Františk Kopečy, sozluklerinde kelimenin Cekcede “cikan / cigan“ sekillerinde
olduğnu belirtmekte ve Ruscada “cygan”, Lehcede “cygan”, Sır-Hıvatcada “cigan(in)”, Slovencede
“cigan”, Almancada “Zigeuner”, Fransıcada “tsigane” ve Đalyancada “zingaro” olarak bulunduğnu
bildirmektedir (Holub vd., 1952: 85).
Son olarak Sergei Starostin, Anna Dybo ve Oleg Mudrak’ı ortak calımasıolan Etymological
Dictionary Altaic Languages’ te “* č‘Aūg]a scarce, poor: Tung. *čki; Mong. *čkag; Turk. *čīań” baslığıaltıda kelimenin Tungus, Moğl ve Turk dillerindeki sekilleri verilmekte ve bir not olarak “čx ‘medioere’,
čxъ ‘poor’ (< *yok ?)” bağantııa dikkat cekilmektedir (Starostin, 2003: 445-446).
1. 4. Dunya Dillerinde “cıāny” Kelimesi ve Kelimenin Etimolojisi
“cingene” kelimesinin etimolojisiyle ilgili olarak, bu bolumun basıda da belirttiğmiz gibi, bircok
gorus ortaya atımakta ve BatıAnadolu’da kurulan gnostik bir mezhep olan Athiganoi’den, Maniheist
anlayıa; Farsca’da “demirci” anlamıa gelen ahenger’den, Turkce “Ak-deniz” kelimesinden olusmus
“Atsinkonos”a; yine Farsca’da “cengi calan veya danscı” anlamıdaki “cengi-gan”dan, bir Hint boyundan
cımı olan ve “Tsengaris" seklinde telaffuz edilen "Changar”lara kadar bircok etimolojik deneme
yapımaktadı.
Adıgecen kavramla ilgili bizim gorusumuz ise “cingene” kelimesinin eski Turk metinlerinden itibaren
sıca rastladığıı bir Turkce kelime olan “cıāny” kelimesiyle aynıkelime olduğdur. Nitekim ileride
vereceğmiz orneklerde de ayrıtııbir sekilde goruleceğ uzere “cıāny” kelimesi onceleri “fakir, yoksul”
anlamıa gelmekte, sonralarıbu anlamlara “cimri, pinti, hasis; insafsı, dusmanca hareket eden” karsıılarıda eklenmektedir. Cingenelerin cok varlılı zengin bir toplum olmadığıve gittiğ yerlerin halklarıca
urkulen ve istenmeyen bir grup olduklarıdusunulduğnde onları adlarıı“yoksul, fakir” anlamıa gelen
“cıāny” kelimesiyle ortusturmek cok da zor olmasa gerektir.
Dunya dillerinden ornekler verecek olursak, Turkceye en yakı dil olarak gosterilen Moğlca’da
Cingeneler icin “цыган (tsıan)” (Дамдинсурэн, 1982: 796) kelimesi kullanımaktadı.
Batıdillerinden Almanca’da Cingeneler icin “zigeuner” (Hanser–evket, 1967: 118 / Steuerwald,
1974: 186) ayrıa cingene karııicin “zigeunerin” (LUWT, 1993: 40); Fransıca’da “tzigane, bohemien,
gitane” (Erturk, 1997: 879 / Kocabay, 1968: 161 / Kelekian, 1911: 475 / Yalt, 1973: 96) ayrıa “tsiganes”
10
(tc.); Rusca’da “цыгaн, цыгaнка” (Muller, 1977: 321 / Doruk, 1992: 90) ayrıa “цыгaнский” (Cebotar-Dron,
2002: 160); Đalyanca’da “zingaro” (Kalemci, 2005: 356) ayrıa “zingari” (tc.), “cingali” (wc.);; Đvicre
dilinde “zegynen” (wc.); Đvecce’de “zigenari” (wc.); Arnavutca’da “cigan-i” (Sucla, 1994: 34); Macarca’da
“cigany” (Gungormus, 2003: 355), “ciganyok” (wc.) ve “czigany” (Berger, 2000: 9) ; Romence’de “Ńgan;
Ńgăesc” (Cebotar-Dron, 2002: 160), “Ńigani” (wc.), “tigani” (ihd.) ve “ciganu” (Berger, 2000: 9); Lehce’de
(Polonya dili) “cygan” (tc.), “cyganie” (wc.) ve cingenelesmek “cyganić” (Antonowicz vd., 1983: 63);
Slovakca’da “cigani” (tc.); Slovenya dilinde “cigani” (wc.); Sıpca’da “romac, ciganin” (Aguš, 2002: 35) ve
“cingerije” (ihd.); Cekce’de “cikan” (wc.); Bulgarca’da “циганин, цигански” (Ванчев, 1952: 97) ayrıa
“acigan” (tc.); Portekizce’de “cigano” (tc.); Latince’de “cingarus” (tc.) ve son olarak Yunanca’da “atsiganos”
(tc.) ve “athingani, atzinganoi” (wc.) kelimeleri kullanımaktadı.
Kafkas dillerinden olan Cerkezce’de “цыджан (tsıcan)” (Celikkıan, 1991: 38) olan kelime,
Gurcuce’de ise “adsincani” (wc.) seklinde bulunmaktadı.
Kelimenin dunya dillerindeki sekilleri dikkate alıdığıda Eski Turkce’deki “cıāny” kelimesine” en
yakı sekillerin Lehce (cygan, cyganie), Arnavutca (cigan-i), Sıpca (ciganin), Slovakca (cigani), Slovence
(cigani), Rusca (tsıan), Romence (tigan, ciganu) Cekce (cikan), Bulgarca (tsiganin, acigan) ve Macarca
(cigany, ciganyok) olduğnu fark etmekteyiz. Bizce Turkce “cıāny” kelimesi batıdillerine, bu dillerin
Turklerle munasebeti sebebiyle, ozellikle de Turkceyle bağıbilinen Macarca ve Bulgarca yoluyla gecmis
olmalıı. Bize bunu dusunduren delillerden biri Macarca’daki “ciganyok” kelimesidir. Hatılanacağıuzere
tarihi Turk lehcelerinde kelimenin gectiğ ornekleri verirken “yok cıāny” ikilemesine dikkat cekmistik. Đte
Macarca’daki bu “ciganyok” kelimesi Turkce “yok cıāny” ikilemesiyle aynıı ve once yer değstirerek
sonra da kalılasarak Macar dilinde, Cingeneler icin kullanımaya baslamıtı.
Bir diğr delil ise kelimenin Yunanca, Gurcuce ve Bulgarcada /a-/ ile; diğr tum dillerde ise unsuzle
baslamasıı. Kelimenin etimolojisi icin onemli olan bu durumdan hareketle kelimede gorulen basta unlu
turemesi hadisesinin Turkceyle bağantııbir dil olan Bulgarca yoluyla gerceklesmis olduğnu dusunebiliriz.
Recep’in Anadolu’nun bazıağılarıda Đecep, Ramazan’ı Iramazan, Rus’un Urus olmasıgibi, batıdillerinde pek asina olunmayan bir ses olan kelime basıdaki /c-/ de, kendisinden once bir unluyu kabul etmis
olmalıı.
Kelimenin Ruscanı da etkisiyle cağas Turk lehcelerinde “sıan, tsıan” seklinde kullanııor olması
bizi yanıtmamalıı. Nitekim, Eski Turkce’de, ozellikle Gabain’in Eski Turkcenin Grameri ’nde ve
Dankoff’un DLT calımasıda kelimenin ikinci hecesinin uzun unlulu gosterilmesi ve hatta bu uzunluğn
Saha (Yakut) Turkcesinde (sıaan) devam ediyor olması bizim gorusumuzu biraz daha guclu kımaktadı.
Eski Turkcede “cıāny” sekillerinde bulunan kelime Eski Uygur Turkcesinden itibaren “cıāy” ve
“cıān” sekillerinde ikili bir gelisim gostermis, KarahanlıTurkcesinin eserlerinden DLT’de iki sekilli, KB’de
“cıāy” seklinde yer almıtı. Bundan sonra Harezm ve Cağtay Turkcelerinde “cıāy”; Kıcak Turkcesi,
11
Eski Anadolu Turkcesi ve Osmanlı Turkcesinde ise “cıān” biciyle yer alan kelime gunumuze bu son
bicimden hareketle “cıān” biciminden gelmistir.
“Meclis” kelimesinin “menclis”, “kıı” kelimesinin “kııc”, “satranc” kelimesinin “santranc” olmasıgibi “cıān” kelimesi de halk ağıda sonradan “cıgan” olmus olmalıı.2
2. Roman < dom / lom /rom
Cingeneler icin pek cok kavram kullanılmaktaysa da Cingeneler kendilerine “Rom”, disil “Romni”,
dillerine ise “Romani” demektedir. Bir cins isim olan bu sozcuk ‘adam, insan’ anlamıa gelmekte olup,
etimolojisi hakkıda baslıa iki gorus vardı:
Bu goruslerin ilki sozcuğn bugun Hindistan’da hala rastlanan dusuk bir kastı adıolan Sanskritce
“Domba” sozcuğnden turetilmis olduğdur. (Hindu dilinde domb, disil domni, Pencapca dũ v.b.). Ayrıa
Manuš(< Skt. manusa ‘insan’), Sende, Sinde (belki de < Skt. Saindhava ‘eski Hint eyaleti olan Sindh’den
gelme) ve Kalo (siyah) sozcukleri de kullanımaktadı. (Berger, 2000: 9)
Kuzey Hindistan’dan goc ettikten sonra Dom’lar olarak bilinen Cingeneler, sonraları/d-/ sesinin once
/l-/ sonra da /r-/ sesine donusmesiyle Rom’lar olarak anımaya baslandıar (ihd.).
Bugun Turkiye’de, ozellikle de BatıAnadolu, Marmara ve Trakya’da kullanıan “Roman” kavramı
Ağı Van ve Erzurum’da “Lom” veya “Dom” seklinde de gorulebilmektedir (ed.). Bunun izlerini soyle de
surebiliriz: Cingeneler, Ermenice’de “Lom”, Suriye ve Filistin’de “Dom” olarak bilinirken; buralarda
kendilerini “Dum” ve “Rom” olarak adlandıılar (ihd.).
Diğr yaklası ise, Cingenelerin, eski Doğ Roma (Bizans) sahasıa girdiklerinde “Roman (Romalı”
olarak anımaya baslandılarıı (ihd.). Ancak adlandımada dilin fonksiyonu da dusunulduğnde bizce ilk
gorus akla daha yatkı gorulmektedir. Yani aslen “Dom” olan sozcuk “d- > l- > r-” değsmesiyle “dom > lom
> rom” sekline gelmis ve Cingenelerin adıolmustur.
3. Kıti < Egyptian
Kelime Turkcede yakı zamana kadar aktif bir sekilde kullanımı olup, hemen herkesin duyduğ
“merd-i Kıti sirkatin soyler” dizesiyle de dilimizde yer etmistir.
Doğ Sıbistan・Lda "djupci" (tc.); eski Dubnovnik・Lte "jedjupi" (tc.); Arnavutluk・Lta "jevg" (tc.), evgit
(Berger, 2000: 9) ve "medjup" (tc.); Đgilizce’de "gypsy" (Redhouse, 2005: 167 / Golkarian, 1996: 69 /
Wehmeier, 2004: 575 / tc.), “gypsies “(Berger, 2000: 9) ve “gipcyan, gipson” (wc); Đpanyolca’da "gitano"
2 Burada soz konusu olan halk sadece Turkler değildir, bu kelimeyi Turklerden alan diğer halklar da bu
kavram icerisindedir.
12
(tc.) “gitanos” (Berger, 2000: 9)ve , Đalyanca’da “cadegipti” (wc.), Almanca’da agypter (Berger, 2000: 9),
Yunanca’da gifti (Berger, 2000: 9) ve Fransıca’da “gitan” (ihd.) seklinde gecen kelimenin etimolojisi
hakkında birkac gorus vardır.
Đlk olarak Nicolo Frascobaldi・Lnin 1384 yılında kaydettiği haberi gosterebiliriz. Yani o zamanki
Yunanistan・Lın Modon sehrinde "Kucuk Mısır" denen tepede Cingenelerin koloni halinde yasamıs olması,
daha sonra da buradan Avrupa・Lya dağılmıs olmaları (tc.) onlara “Mıılı” anlamıda “egyptian”, yani “Kıti”
denilmesini sağamı olabilir.
Đinci gorus, Cingenelerin Hindistan・Ldan Avrupa・Lya Mıı uzerinden gitmelerinin, onları "Kıti"
olarak tanılanmasıa neden olabileceğdir (tc.).
Son olarak ise kelimenin Yunanca bir kelime olan “aigyptos”tan gelmesi ve “Aigyptos”un da eski
Mııı baskenti olan “hikaptah” kelimesinin bir turevi olmasıı. (wc.). Zaten Walter W. Skeat’in etimolojik
sozluğnde de Đgilizce “gypsy” kelimesinin “Egypcien = O. F. Egiptien = Late L. Agyptianus ; from L.
Agyptius, an Egyptian. = Gk. Αίγυπτιος = Gk. Αϊγυπτος Egypt.” bağantııla “Mıılı” anlamıda Eski
Yunanca’dan geldiğ gosterilmekte (Skeat, 1993: 189) ve bu gorusler de desteklenmektedir.
Ozetle aslı“egyptian / egypsian; agyptian / agypsian” olan ve “Mıılı Mıı’dan gelen” anlamıdaki
kelime zamanla once basıdaki unluyu, sonra da bazıdillerde ortadaki “p” unsuzunu dusurmus ve gunumuze,
“gypsy, gitano, evgit, gitan, kıti, gifti” sekillerinde ulasmıtı.
4. Karacı< Kara- + -cı/ kara + -cıTarama Sozluğnde “Yağacı gonul teshir eden, yol kesen; cingene; iftiracı gozcu; falcı bakıı” gibi
anlamlar verilen “karacı” hakkıdaki goruslerimize gecmeden once kelimenin Turkcede kullanıııa dair
ornekler vermek istiyoruz.
1. Yağacı gonul teshir eden (Tarama Sozluğ –IV, s. 2257)
Ciğl [Fa.]: Turkistan vilayetinde bir yerin ismidir, mahbubu gayette coğolur… ve karacıtaifesine dahi
derler amma gaaliben ol sebeptendir ki ekserya yağacıolurlar. (Ni ‘meti. XVI. 239)
Lulu [Fa.] … Karacıtaifesinin guzellerine derler ve bersebil-i istiare her guzel ki fitne ve yağacıola,
ılak olunur ve ol sebepten lulu derler ki senlikleri vaktıda lulu derler. (Ni ‘meti. XVI. 568)
Bazarlarıda karacıar ve guftarlarıda değcıar… (Husn. Dil. XVI. 8)
Nice karacıki keraet satar Mankıa almaz anıehl-i basar (Atai. Ha. XVII. 75)
2. Cingene (Tarama Sozluğ –IV, s. 2257)
Lulu [Fa.]: Đci ve karacıya ‘ni cingene. (Samil, XVI. 509) (Tarama Sozluğ –IV, s. 2257)
3. Đtiracı(Tarama Sozluğ –IV, s. 2257)
kimi kezzap u kimi iftiracıkimi kumlas u kimisi karacı(G. Ra. XV. 211)
13
4. Gozcu, gozetleyici (Tarama Sozluğu – IV, s. 2257)
Anda yağının karacıları zahir oldu (Ta. Sel. XV. 861)
5. Falcı, bakıcı (Tarama Sozluğu – IV, s. 2258)
Kelime Eski Anadolu Turkcesi XIV. yuzyıl metinlerinde yine “yağacı yol kesen” anlamıda; fakat
“karakcı(karaħı” sekillerinde gecer (Tarama Sozluğ –IV, s. 2263):
Karakcıgozlerin yağalarıdan
Yine donup demez estağirullah (Nesimi, XIV. 53)
Lebinin kanıa disim bu gece diler ki gire
Ki karaħıgozlerinden nise girdiler kanıa (Kadı XIV. 182)
Turkiye’de, ozellikle Doğ bolgesinde kullanıan (ed.) ve Azeri Turkcesinde “garacı” seklinde gecen
(Akdoğn, 2000: 57) “karacı” kelimesi hakkıda iki gorusumuz vardı.
Kelimenin etimolojisi hakkıdaki ilk gorusumuz, kelimenin Turkce “kara”(siyah) sozcuğne isimden
isim yapma eki {-cı’nı getirilmesiyle olusmus “karacı” kelimesidir. Bizi bu fikre goturen sebeplerden biri
Cingenelerin ten rengi ve dı gorunusleri dolayııla Anadolu’nun bazıyorelerinde “karaoğan” olarak
adlandııması diğri ise Cingenecedeki “kalo” kelimesinin Sanskritce “kala” olup Turkcede “kara (siyah)”
(Kenrick 2006: 119) anlamıa gelmesidir.
Diğr gorusumuz ise Turkcede, ozellikle de Turk lehcelerinde “bakmak” anlamıa gelen “kara-”
fiilinden (Ercilasun vd., 1991:46-47), fiilden isim yapma eki olan “{-k}”yle once “karak”, sonra da “–ı”
yapı ekiyle “karakcı” olduğdur ki, bu “bakıı” yani “falcı” anlamıa gelir. Ayrıa bunun delilleri XIV.
yuzyı Eski Anadolu metinlerindedir ve bu ornekler yukarıa verilmistir.
Arapları Cingeneler icin “el-ğceri” (Sarı 53) kelimesini kullandığıda dikkate alıısa “karacı”
kelimesinin Arapcaya gocusmeyle “karacı(Turkce) > garacı(Azerice) > gacarı> gaceri (Arapca)” yoluyla
gectiğ, hatta Pakistan’daki “Karaci” sehrinin de buradan geldiğ dusunulebilir.
5. Posa / Bosa < Posı/ Bosı< Cin. bu-shi
Ertuğul Yalcı’ı Ozgur Politika’da verdiğ bilgiye gore: “ ‘Posa’ kelimesi ‘bosamak’tan gelir.
Đtanbul ve Trakya'daki Romanlar, Đtanbul'da yasayan Rumca ve Ermenice bilen Romanlara ‘Posa’ diyerek,
onlarıRomanlıtan bosadılarıı cıardılarııifade etmis olurlar. Đtanbul ve Trakya'da yasayan Romanlar
Muslumanlığıkabul etmistir. Posa dedikleri Romanlar ise Hıistiyandılar. Yine Romanlar kendinden
olmayan yabancıara ‘Khoroktai’ derler. Khoroktai bir Roman terimidir. Yabancıanlamıa gelir. (Yalcı,
01/06/2000)” Bizce bu bilimsel bir acılama değldir, zaten pek de inandıııve ikna edici olmamaktadı.
Posa kelimesini Karapapaklar (kp.), Terekemeler (trk.), Gurculer, Cerkesler; ulkemizde ise bunları
bulunduğ coğafyalarda, mesela Gole (had.), Ağı Van, Erzurum, Sivas, Bayburt ve Erzincan’da
14
yasayanlar, Cingeneler icin kullanmaktadır. Ayrıca Artvin’de yasayan Ermeni Cingeneler vardı ve bunlar da
kendilerine “posa” (ed.) veya “bosa” (wc.) demektedir.
“posa” kelimesi icin diğr dillere baktığııda su izlere rastlanmaktadı:
Kelime Gurcuce’de “bosa” seklinde gecmekte ve “cingene” anlamıa gelmektedir. Ayrıa “bosuri ena”
kelimesi de “cingene dili” demektir (Claidze, 2001: 279).
Kelimeyi Cerkesler de kullanmakta ve ozellikle Kafkaslardan Anadolu’ya gelen Gulcan Kus isimli
arkadasıı ve meslektasııdan oğendiğmiz kadarıla dillerinde “posu gibi gezmek” seklinde bir deyim
bulunmaktadı. Benzer deyimlere Ankara’da da rastlanmaktadı: “posu gibi cımak, posu gibi olmak.” Bu
deyimler “cingene gibi gezmek, cingene gibi olmak, cingene gibi cımak” sekillerinde de dusunulebilir.
Cunku anlam olarak “insan cehresinin kararması yuzun kıarı morarmasıve cingenelerin ten rengine
benzemesi”ni karsıamaktadı.
Japoncada da cingene anlamıa gelen benzer bir kelime vardı: “jipushi” (Japonca Sozluk, 2003: 230)
Eski Turkce bir metin olan Đyi ve Kotu Prens Oykusu’nde gecen ve “bağı, sadaka” anlamıa gelen
“posı(PWSY)” kelimesi ise bizi Cince’ye goturmektedir. Cunku kelimenin Cince sekli “bu-shi”dir ve adıgecen metinde “posıcı(PWSYCY)” olarak gecmistir ki, bu da “bağı isteyen, dilenci” anlamıa gelmektedir.
Kelimenin gectiğ cumle soyledir: [yoq cıγay posıcımen / tep tedi.] (ĐP, XLVII, 4-5)
Boylelikle gunumuz dillerindeki “posa/bosa/jipushi” kelimesinin, Cince’deki “bu-shi” olduğ
gorulmektedir.
6. Turkcede Cingeneler Đin Kullanıan Diğr Kelimeler
6. 1. Lulu
Kelime Tarihi Turk lehceleriyle ilgili olarak Tarama Sozluğ’nde soyle gecer:
Lulu [Fa.] … Karacıtaifesinin guzellerine derler ve bersebil-i istiare her guzel ki fitne ve yağacıola,
ılak olunur ve ol sebepten lulu derler ki senlikleri vaktıda lulu derler. (Ni ‘meti. XVI. 568) (Tarama
Sozluğ –IV, s. 2257)
Lulu [Fa.]: Đci ve karacıya ‘ni cingene. (Samil, XVI. 509) (Tarama Sozluğ –IV, s. 2257)
Kıgı Turkcesinde Cingeneler icin kullanıan kelimeler arasıda yer alan ve “lolu” (Aksu-Isı, 1997:
41) seklinde gecen kelime Farsca’da “Luri, Luli (wc.)” bicimindedir ve Arapca cingene anlamıdaki “el-Nuri
(Mıı, Suriye, Filistin) (wc. / tc.)” kelimesi de bu kelimeyle ilgili olmalıı.
6. 2. Mutrib / Mutrip
15
Arapca “tarab” kokunden gelen kelime daha cok Van, Ardahan (ctt.); Hakkari, Mardin ve Siirt (ed.)’te
kullanımakta ve “calgıcalan, calgıı” anlamıa gelmektedir (Devellioğu, 1998: 694).
6. 3. Elekci
Bir meslek ismi olan kelime, Orta Karadeniz, Kumru (kh.), Orta Anadolu (ctt.) ve Malatya’da (tcd.)
kullanımaktadı. Abdallara Doğ Anadolu’da “elekci” dendiğ de gorulur. Kuzey Anadolu’da ise “elekci”
daha cok Gregoryen Ermeni Cingenelerine denilir. (msu.)
6. 4. Esmer Vatandas
1950’li yıları Turkiye’sinde Menderes doneminde devletin romanlara verdiğ addı (ihd.). Edirne
yoresinde kullanııa rastlanı (wc.).
6. 5. ArabacıBir meslek ismi olan kelime Akdeniz bolgesinde Cingeneler icin kullanımaktadı (ed.).
6. 6. Abdal
Kahramanmaras’ta rastlanıan kelime (wc.) Doğ Anadolu’da “elekci”, Guney Anadolu’da “cingene”
anlamıda kullanımaktadı (msu.).
6. 7. Gurbet / Gurbeti
Tarama Sozluğ’nde cingene anlamıda gecen kelimeyle ilgili ornek olarak su cumle verilmektedir:
Gurbet oğanı Cingene Cocuğ. (Tarama Sozluğ - III, 1835)
… Yuzu gozu tozdan gorunmez ve gunesten yanı kapkara gurbet oğanıa donmus. (Hazma. XIV-XV.
54, 20)
6. 8. Diğr Adlandımalar
Bunlardan baska olarak da Cingeneler icin Ankara’da “teber”, Adana ve Osmaniye’de “cano / cono”
(ed.), Edirne’de “kara kuvvetleri” (wc.) ve Anadolu’nun değsik yerlerinde “kocer”, “karaoğan”, “beyzade”,
(ctt.) “cuki”, “balamoron” (cto.), “pıpı”, “sepetci”, “todi” “mango” gibi isimler kullanımaktadı.
Konuyla ilgili bir not olarak dusebileceğmiz son iki durum ise Cingeneler icin Kuzey Almanya ve
Đkandinavya’da, “Tatern (Tatarlar)” (ctt.); Macaristan’da “pharaones (Firavun'un halkı” denmesidir (wc.).
Bu durum Mıı’dan gelen Cingenelere “Mıılı” anlamıda “Kıti” ya da Bizans’a giden Cingenelere
“Romalı” anlamıda “Roman” demeye benzemektedir. Avrupa’ya Tatar topraklarıuzerinden giden
Cingeneler icin “Tatern”, ve Firavun’un ulkesi Mıı’dan gidenlere “pharaones” denmesi de bundandı. Buna
delil olarak ise Almanca bir sozluk olan Der Sprach-Brockhaus ’ta yer alan [“Zigeuner: 1. Tater …”]
maddesini gosterebiliriz.
Diğr durum ise Batııarı, Turkiye Cingenelerini “yerli” manasıa gelen "Arlije" kelimesiyle ifade
etmeleridir. Bu Turkiye Cingeneleri, Gurbeti ana Cingene grubunun bir alt kolu olarak kabul edilmektedir.
16
Bunlar; Bulgarca "Erlides, Yerlides", Slavca "Arliyas" kelimesiyle ifade edilmekte ve bu kelimelerin hepsi de
“yerli” manasıa gelmektedir (tc.). Anlasıacağıuzere Turkce “yerli” sozcuğ Batıdillerine “cingene”
manasıda gecmistir, ama Turkcede “cingene” anlamıda kullanımamaktadı.
SONUC
Turkcede Cingeneler icin yirmiden fazla ad kullanımaktadı. Bunlardan “cingene”, “kıti”, “posa”,
“karacı” ve “roman” sozcukleri en bilinenleridir. Bu sozcuklerden “cingene” Eski Turkcedeki “cıāny”den;
Kıti Eski Yunanca “agyptian”dan; “posa” Cince “bu-shi”den; “karacı” Turkce “kara-” fiilinden ve “roman”
Hintce “rom/lom/dom” kelimelerinden gelmektedir. Bunları yanıda, Cingeneler icin Turkcede lulu,
mutrib/mutrip, elekci, arabacı sepetci, gurbeti, abdal, esmer vatandas, teber, cano/cono, kara kuvvetleri,
kocer, karaoğan, beyzade, cuki, balamoron, pıpı, todi, mango” gibi isimler de kullanıı. Đginc bir nokta ise
Turkce “Tatar” ve “yerli” kelimelerinin Batıdillerinde “cingene” karsıığıda bulunmasıı.
KISALTMALAR ve KAYNAKCA
AGUŠĐ K. (2002), Turkce–Sırpca / Sırpca–Turkce Sozluk, Đstanbul, Tekin Yayınevi.
ah.: http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/00/07/01/turkiye/21tur.htm
AKDOĞAN, Y. (2000), Turkiye Turkcesinden Azerbaycan Turkcesine Buyuk Sozluk, Đstanbul, Deniz
Kitabevi.
AKSU, N.– A. Isık (1997), Turkiye Turkcosu – Kırgız Turkcosu Sozdugu, Đstanbul, Milli Eğitim
Bakanlığı Yayınları.
ANTONOWĐCZ, L. vd. (1983), Słownik Turesko-Polski / Polsko-Turesko, Warszawa, Wiedza
Powszechna.
ARAT, R. R. (1979), Kutadgu Bilig – III (Đndeks), Đstanbul, Turk Kulturunun Arastırma Enstitusu
Yayınları.
ARAT, R. R. (1999), Kutadgu Bilig – I (Metin), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
ATA, A. (1997), Ėıśaśu’l-EnbiyāI (Giris-Metin Tıkıası), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
ATA, A. (1997), Ėıśaśu’l-EnbiyāII (Dizin), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
ATA, A. (1998), Nehcu’l-Ferāĩ III (Dizin–ozluk), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
ATALAY, B. (1998), Divanu Lugat-it-Turk Tercumesi-I, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
ATALAY, B. (1999), Divanu Lugat-it-Turk Dizini-IV “Endeks”, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
BASKAKOV, N. A. (1991), Gagauz Turkcesinin Sozluğu, (Akt.: Đsmail Kaynak–A. Mecit Doğru),
Ankara, Kultur Bakanlığı Yayınları.
BATTAL, A. (1997), Đbni-Muhenna Lugati, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
BERGER, H. (2000), Cingene Mitolojisi, Ankara, Ayrac Yayınları.
Bezlaj, F. (1976), Etimološki Slovar Slovenskega Jezika, Ljubljana.
BK.: Bilge Kağan Kitabesi
BLOCH, O. (1932), Dictionnaire Etymologique de la Langue Francaise, Cilt: III., Paris.
BOZ, E. (2002), Afyon Merkez Ağzı, Afyon, Afyon Kocatepe Universitesi Yayınları.
17
CAFEROĞLU, A. (1993), Eski Uygur Turkcesi Sozluğu, Đstanbul, Enderun Kitabevi.
CAFEROĞLU, A. (1994), Sivas ve Tokat Đlleri Ağızlarından Toplamalar, Ankara, Turk Dil Kurumu
Yayınları.
CAFEROĞLU, A. (1995), Guneydoğu Đllerimiz Ağızlarından Toplamalar (Malatya, Elazığ, Tunceli,
Gaziantep ve Maras Vilayetleri Ağızları), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
CEYLAN, E. (1997), Cuvasca Cok Zamanlı Ses Bilgisi, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları,.
CLAĐDZE, L. (2001), Turkce–Gurcuce Sozluk, Cilt: 1 (A-J), Đstanbul, Gurcustan Bilimler Akademisi
Akademisyen G. Tsereteli Doğu Bilimleri Enstitusu – Gurcustan-Turkiye Bilimsel Kulturel Đliskiler Derneği.
CLAUSON, S. G. (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford
University Press.
CEBOTAR, P.– I. Dron (2002), Gagauzca–Rusca–Romınca Sozluk, (Red.: Đvana Bankova), Patnos,
Chisinău.
CELĐKKIRAN, M. Y. (1991), Turkce–Adıgece Sozluk, Maykop.
cto.: http://www.cagdastoplum.org/yayinda/ekitap/turkiyedeetnikgruplar.htm
ctt.: http://www.cingene.org/tarih/turkiye.html
DALLI, H. (1991), Kuzeydoğu Bulgaristan Turk Ağızları Uzerine Arastırmalar, Ankara, Turk Dil
Kurumu Yayınları.
DANKOFF, R.–J. Kelly (1985), Turk Siveleri Lugati / Compendium of The Turkic Dialects (Dĩvānu
Luāāt-it-Turk) Cilt: III, Harvard University.
DEMĐR, Necati (2001), Ordu Đli ve Yoresi Ağızları, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
Der Sprach-Brockhaus (1965), Wiesbaden.
DERLEME SOZLUĞU–III (1993), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları,.
DEVELLĐOĞLU, Ferit (1998), Osmanlıca-Turkce Ansiklopedik Lugat, Ankara, Aydın Kitabevi
Yayınları.
DLT: Divanu Lugati’t-Turk
ECKMANN, J. (1995), Nehcu’l-Ferāĩ, (Yay. Semih Tezcan – Hamza Zulfikar), Ankara, Turk Dil
Kurumu Yayınları.
ed.: www.ekremdumanli.comhttp://www.aksiyon.com.tr
ERCĐLASUN, A. B. (2005) Baslangıctan Yirminci Yuzyıla Turk Dili Tarihi, Ankara, Akcağ Yayınları.
ERCĐLASUN, A. B. vd. (1991), Karsılastırmalı Turk Lehceleri Sozluğu- I, Ankara, Kultur Bakanlığı
Yayınları.
ERDĐ, S. – S. Yurteser (2005), Divanu Lugati’t-Turk. KasgarlıMahmud, Đstanbul, Kabalcı Yayınevi,
ERGĐN, M. (1999), Orhun Abideleri, Đstanbul, Boğazici Yayınları.
ERTEN, M. (1994), Diyarbakır Ağzı, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
ERTURK, A. C. (1997) Fransızca–Turkce / Turkce–Fransızca Bilge Sozluk, Ankara.
Etu.: Eski Turkce
ETY: Eski Turk Yazıtları
EYUBOĞLU, Đ. Z. (1998), Turk Dilinin Etimolojik Sozluğu, Đstanbul, Sosyal Yayınlar.
FASMER, M. (1987), Etimologiceskiy Slovar Russkogo Yazıka, Cilt: 4., Moskva, “Progres”.
18
GABAĐN, A. V. (2000), Eski Turkcenin Grameri, (Cev.: Mehmet Akalın), Ankara, Turk Dil Kurumu
Yayınları.
GEMALMAZ, Efrasiyap (1995) Erzurum Đli Ağızları–III, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
GODWARD, A. (1999), A Dictionary of Turkish Etymology, Derby.
GOLKARĐAN (Guldiken), K. (1996), Moheg Turkce–Đngilizce–Farsca Sozluk, Tebriz – Đran, Nobel
Yayınevi.
GUNGORMUS, N. (2003), Engin Macarca–Turkce / Turkce–Macarca Cep Sozluğu, Ankara, Engin
Yayınları,.
had.: http://home.arcor.de/goleli/goleagzi.htm
HAMĐLTON, J. R. (1998), Đyi ve Kotu Prens Oykusu (Cev.: Vedat Koken), Ankara, Turk Dil Kurumu
Yayınları,.
HANSER–S., F. Hanser (1967), Turkce–Almanca Lugat / Turkisch – Deutsches Worterbuch,
Wiesbaden, Otto Harrassowitz.
HOLUB, J. – F. Kopečny (1952), Etymologicky Slovnik Jazyka Českeho, Prag.
IB: Irk Bitig
ihd.: http://www.ihdkdzeregli.org/romanlaruzerine.htm (Đnsan Hakları Derneği Kdz. Ereğli Subesi)
JAPONCA-TURKCE / TURKCE-JAPONCA CEP SOZLUĞU (2003), Đstanbul, Fono Yayınları.
KALEMCĐ, E. (2005) Engin Đtalyanca–Turkce / Turkce–Đtalyanca Cep Sozluğu, Ankara, Engin
Yayınevi,.
KARASOY, Y. (1998), Siban Han Divanı, Turk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
KAYA, C. (1994), Uygurca Altun Yaruk, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
KE: Ėıśaśu’l-EnbiyāKELEKĐN, P. D. (1911/1329), Dictionnaire Turc–Francais, Constantinople / Đstanbul.
KENRĐCK, D. (2006), Cingeneler – Ganj’dan Thames’e (Cev.: Bahar Tırnakcı), Đstanbul, Homer
Kitabevi.
kh.: http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberler/2005/Ekim/05/Haber_90431.aspx
KOCABAY, Y. (1968), Turkce–Fransızca Buyuk Sozluk / Grand Dictionnaire Turc–Francais, Ankara.
KOC, K. vd. (2003), Kazak Turkcesi – Turkiye Turkcesi Sozluğu, Ankara, Akcağ Yayınları,.
kp.: http://www.karapapak.com/turkce/konu_detay.aspx?id=84
KT.: Kul Tigin Kitabesi
Langenscheidts Universal-Worterbuch Turkisch (Turkisch–Deutsch / Deutsch–Turkisch) (1993),
Neubearbeitung; Langenscheidt, Altın Kitaplar.
LUWT: Langenscheidts Universal-Worterbuch Turkisch
ME: Mukaddimetu’l-Edeb,
MOLLOVA, M. R. (2003), Doğu Rodop Turk Ağızlarının Sozluğu, Ankara, Turk Dil Kurumu
Yayınları.
msu.: http://www.angelfire.com/or3/etnografya/depo1/abdallar.htm (ABDALLAR-Coğrafi Dağılısları,
Etnik Menseleri, Đctimai Hayatları-M. Sakir Ulkutasır)
MULLER, V. K. (1977), English–Russian Dictionary (A-Z), Moskva.
Nadelyayev V. M. vd. (1969), Древнетюркский Словар / Drevnetyurskiy Slovar, Leningrad.
19
NASKALĐ, E. G.–M. Duranlı (1999), Altayca–Turkce Sozluk, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
NEMETH, G. (1990), Kuman ve Balkar Lehceleri Sozluğu, (Cev.: Kemal Aytac), Ankara, Kultur
Bakanlığı Yayınları.
NF: Nehcu’l-Ferāĩ,
NĐANYAN, S. (2002), Sozlerin Soyağacı Cağdas Turkcenin Etimolojik Sozluğu, Đstanbul, Adam
Yayınları.
ORKUN, H. N. (1986), Eski Turk Yazıtları, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
RADLOV, V. V. (1988), Опытъ Словаря Тюркских Наречий, Cilt: III.
RASANEN, M. (1969), Versuch Eines Etymologischen Worterbuchs Der Turksprachen, Helsinki.
Redhouse Buyuk El Sozluğu (2005), Đngilizce – Turkce / Turkce – Đngilizce, Đstanbul.
SARI, M. (…) Turkish – English – Arabic – Persian, Gonca Yayınevi.
SARI, M. (…), Turkce – Arapca Cep Sozluğu, Đstanbul, Bahar Yayınevi.
SKEAT, W. W. (1993), The Concise Dictionary of English Etymology, Wordsworth Reference.
STEUERWALD, K. (1974), Turkce – Almanca Sozluk / Turkisch – Deutsches Worterbuch,–
Wiesbaden / Đstanbul, Otto Harrassowitz / ABC Kitabevi.
SULCA, N. (1994), Turkce–Arnavutca Sozluğu, Ankara.
TARAMA SOZLUĞU – II (1965), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
TARAMA SOZLUĞU – III (1967), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
TARAMA SOZLUĞU – IV (1969), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
TARAMA SOZLUĞU –VIII (Dizin) (1977), Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
TAVKUL, U. (2000), Karacay–Malkar Turkcesi Sozluğu, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
tcd.: http://www.tecde.net/tecdeye_has_sozler.htm (Malatya ili Tecde mahallesi)
tç.: http://www.turkiyecingeneleri.8m.com
TEKĐN, T. (1998), Orhun Yazıtları, Đstanbul, Simurg Yayınları.
TEKĐN, T. (2004), Irk Bitig – Eski Uygurca Fal Kitabı, Ankara, Oncu Kitap.
TEKĐN, T. (2006), Orhon Yazıtları, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları,.
The Turkic Protolanguage: A Computational Reconstruction (1998), Bloomington, Đndiana, USA,
Eurolingua.
TĐETZE, A. (2002), Tarihi ve Etimolojik Turkiye Turkcesi Lugatı (2002), Đstanbul / Wien, Simurg /
Osterreichische Akademie der Wissenschaften.
TOPARLI, R. (2000), Lehce-i Osmani. Ahmet Vefik Pasa, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları,.
TOPARLI, R. vd. (2000), Kitab-ı Mecmu-ı Tercuman-ı Turki ve Acemi ve Mugali, Ankara, Turk Dil
Kurumu Yayınları,.
TOPARLI, R. vd. (2003), Kıpcak Turkcesi Sozluğu, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları,.
trk.: http://www.terekemeler.com/default.asp?id=24
TURKCE–RUSCA CEP SOZLUĞU (1992), Ankara, Doruk Yayınları.
UAY: Uygurca Altun Yaruk
VASĐLĐEV (Cargıstay), Y. (1995), Turkce – Sahaca (Yakutca) Sozluk, Ankara, Turk Dil Kurumu
Yayınları.
wç.: http://tr.wikipedia.org/wiki/cingeneler
20
WEHMEĐER, S. (2004), Oxford Advanced Learner’s Dictionary of Current English, Oxford University
Press.
YALCIN, E. (01/06/2000), http://www.ozgurpolitika.org/2000/06/01/hab53.html
YALT, A. R. (1973), Turkce–Fransızca Sozluk, Đstanbul, Remzi Kitabevi,.
YUDAHĐN, K.K. (1998), Kırgız Sozluğu, (Cev: Abdullah Taymas), Ankara, Turk Dil Kurumu
Yayınları.
YUCE, N. (1993), Mukaddimetu’l-Edeb, Ankara, Turk Dil Kurumu Yayınları.
ВАНЧЕВ, Н. (1952), Турско–Български Речник, София.
ДАМДИНСУРЭН, Ц.–А. Лувсандэндэв (1982), Oros–Mongol Tol’ / Орос–Монгол Толь, Ulan-
Bator.
ТЕНИШЕВ, Э. Р. (2001), Сравнительно-сторическая ГРАММАТИКА TЮPKCKИX ЯЗЫКОВ –ЛЕКСИКА, Москва, Наука.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder