Diller arası Temas
Farklı dilleri konuşan kişiler arasındaki ilişkilerin
(contacts) çok çeşitli sonuçları olabilmektedir. Bazı durumlarda birkaç tane
sözcük ödünç alınabilirken bazı durumlarda ise bir dil yeniden şekillenebilir.
İlişkilere dayalı bu tür sonuçların birkaç nedeni vardır: farklı dilleri
konuşan gruplar arasındaki sosyal, ekonomik ve politik ilişkiler, gruplar
arasındaki iletişimin zorunlu olduğu
durumlar, konuşulan diller arasındaki benzerliğin derecesi. Bu nedenlerin bir
dilden diğer bir dile ne kadar etki edebileceğini ise, farklı dilleri konuşan
gruplar arasındaki ilişkinin derinliği, yoğunluğu veya genişliği
belirlemektedir.
Birçok dil, bir diğer dil ile olan ilişkisinden dolayı,
birçok özelliği içerisine transfer
edebilmektedir. Örneğin, tarih boyunca İngilizce; Fransızca, Latince, Yunanca
ve başkaca dillerden büyük ölçüde ödünç sözcükler almıştır. Bu tür
transferlerde, farklı dilleri konuşan dil konuşucularının gerçekte
birbirleriyle doğrudan doğruya iletişim kurmalarına gerek yoktur. Transfer;
yabancı dil öğretmenleri, dinsel metinler, yazınsal metinler, sözlükler vb.
etkenler aracılığıyla da gerçekleşebilir. Diğer birçok iletişim durumları
çeşitli türden dil transferlerinin ortaya çıkmasına yol açmış, transfer
derecesinin artması sonucunda da ortaya sık sık yeni bir iletişim dili
çıkabilmiştir.
Birbirleriyle ilişki içerisinde olan küçük gruplar
arasındaki ilişkiler, çok dillilik veya karşıt diller arasında geniş sözcük ve
dilbilgisi yayılımını içerebilmektedir. Bu durumu örnekleyen yerler içerisinde,
Papua Yeni Gine (700'den fazla dil konuşulmaktadır), Amazon havzası ve
Avusturalya çölü gibi bölgeler gösterilebilir. Buna karşın, farklı dili konuşan
gruplar arasında coğrafi yakınlık olsa bile, dil transferleri oldukça az
olabilmektedir. Buna örnek olarak, farklı tipolojik dil konuşucularının
bulunduğu Balkan Dil Alanı verilebilir. Bu dil alanı (linguistic area veya
Sprachbund) içerisindeki diller (Yunanca, Arnavutça, Bulgarca, Romence vb.)
yüzyılarca birbirlerinden etkilenmişlerdir. Ne varki ortak sözcükler oldukça
azdır. Bazı sözdizimsel özelliklerde ortak benzerlikler görülse de bu
benzerliklerin kaynağı hakkında farklı varsayımlar ortaya atılmıştır.
Yukarıda sıralananlar dışında başkaca ilişki türleri de
vardır. Birkaçını maddelendirerek vermek mümkündür:
1. Aynı topluluk içerisinde ikidilli veya çokdilli
konuşucular olabilir. Bu durum çok farklı dillerin birbirlerine büyük ölçüde
yaklaşmasına neden olabilmektedir. Buna benzer bir durumu Hindistan'ın bir köyü
olan Kupwar'da görmek mümkündür. Kupwar'da Urdu, Marathi ve Kannada dilleri
konuşulmaktadır. Dolayısıyla, bu üç ayrı dilin birbirine büyük ölçüde
yaklaştığı söylenebilir.
2. Bir başka toplulukta, kullanılan iki düzenek (code),
düzenek değiştirme sürecinin oldukça girift olmasına veya düzenek karıştırmaya
(code mixture) neden olabilir.
3. Bazı topluluklarda kullanılan farklı diller oldukça
düzenli olarak birbirinden ayrılabilir. Yani, düzenek kaydırma (code switching)
süreci iki düzenek birbirine karışmadan gerçekleşiyor olabilir. Örneğin, bir dil
evde veya günlük yaşamda (resmi olmayan ortamlarda) kullanılıyorken diğer dil
okullarda, bürokraside, yani resmi ortamlarda kullanılıyor olabilir. Bu tür
kullanımlar iki değişkenli dil (diglossia) olarak adlandırılmaktadır.
4. Bir toplumdaki düzenek tercihi güç ilişkilerini (power
relationships) de yansıtıyor olabilir. Yani, kullanılan düzenekler etnik veya
kültürel kimliklere gönderimde bulunuyor olabilir.
Diller arası İlişkilerin Dinamikleri
Diller arası ilişki durumlarıyla ilgili olarak genellikle
iki tür çatışan güç vardır: Karşılıklı etkileşim (interaction) için yeterince
etkili bir iletişimin gerçekleştirilmesine ihtiyaç vardır (uzlaşma dinamiği
[dynamics of accommodation) ve grup kimliğinin ayrılığını korumaya yönelik
gereksinimler vardır (grup bağlılığı [group loyalty]). Uzlaşma dinamiği, diller
arasındaki yakınlaşmaya, anlaşmaya, uyuma gönderimde bulunmaktadır. Grup
bağlılığından kaynaklı dil kullanımları ise, diğer dillerle olan uzaklığa veya
ilişkiler ve dolayısıyla dil konusunda sınırları korumaya yönelik bir dinamiğe
gönderimde bulunmaktadır. Uzlaşma dinamiği, diller arasında sözcük alış
verişini artırır, bir dile ait özelliklerin geniş bir alana yayılmasına neden
olur ve kimi bölgelerde insanlar arasında ikidilliliğe veya düzenek değiştirmeye
yönelik bir gönüllülük ortaya çıkabilir. Grup bağlılığı ile ilişkili olan
dinamik, tasfiyeci bir akımın ortaya çıkmasına neden olabilir. Böylece, yabancı
bir dilin etkilerine karşı önlemler alınabilir. Bu önlemlerin temelinde etnik
ve kültürel farklılıkları ortaya koymaya yönelik koşullanmalar vardır.
Dolayısıyla, bu tür topluluklarda düzenek değiştirmek reddedilen bir durum
olarak ortaya çıkabilmektedir.
Karma Diller
Diller arası temas ile ilgili olarak bir başka ilginç durum
ise, ticaret veya sömürge amacıyla gelenlerin etkisiyle ortaya çıkmış olan
karma dillerdir (pidgins). Ticaret nedeniyle gerçekleşen temaslar, takas ve
alış veriş için dilsel bir uzlaşmayı gerektirmiştir. Bu tür bir uzlaşma,karma
dilin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Karma dil, bir tür eksiltme ile ortaya
çıkmaktadır. Bu eksiltmeler dilbilgisi ve sözcük dağarcığıyla ilişkilidir.
Ortaya çıkan karma dil, ticarete yönelik bir işlevi yerine getirmektedir.
Zaten, karma dil teriminin, iş veya ticaret (business) anlamında bir sözcükten
bozma olduğu söylenmektedir. Bazı karma diller, diğerlerinden daha karma bir
sözcük dağarcığına sahip olabilmektedir. Örneğin, Russenorsk, 19. yüzyılda
Ruslarla Norweçliler arasında konuşulan ve içerisinde her iki toplumun sözcük
dağarcığını içeren bir karma dildir. Bu dil Kuzey Norveç sahilinde 1750-1920
aralığında kullanılmıştır.
Eskimo Ticaret Karma dili (Eskimo Trade Pidgin) ve
Çince-İngilizce Karma dili (Chinese Pidgin English), sözcük dağarcıklarını,
genellikle ticareti veya bölgeyi kontrol altında tutan tek bir kaynaktan
almaktadırlar. Karma diller, Çince-İngilizce Karma dilinde olduğu gibi, bazen
ticaret dışında askeri işgaller nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Bunun
yanında, sömürge nedeniyle (Hawaiian Pidgin English dilinde olduğu gibi) veya
farklı dilleri konuşan efendi ve köle iletişimi için yapılan yerel düzenlemeler
nedeniyle de (Indian Butler English dilinde olduğu gibi) oluşabilmektedir. Bazı
durumlarda üst tabakanın (sömürgecinin) diliyle alt tabakanın veya o bölgenin
ana dili arasında çeşitli derecelerde birleşim gerçekleşebilir. Bu tür
durumlarda, ortaya çıkan dile karma dil demek zorlaşır. Bu tür dillerin resmi
dil olarak görüldüğü bölgeler de vardır (Örneğin, Tok Pisin ve Bislama, Papua
Yeni Gine ve Vanuatu'da resmi dil veya resmi dillerden biridir).
Kırma Diller
15-16 yüzyıllar arasında Avrupa sömürgecilğinin
genişlemesinin sonucu olarak, sömürgeleştirilen toplumlarla sömürgeci
toplumların dilleri arasında bir tür temas gerçekleşmiştir. Bu tür bir
etkilişimin sonucunda Avrupalıya ait "üst tabaka" dilleriyle Batı
Afrikalının "alt tabaka" dillerinden oluşan karma diller ortaya
çıkmıştır. Bu dil kuşaktan kuşağa taşınmış ve doğan yeni neslin dili olmuştur.
Yani anadili haline dönüşmüştür.
Diğer Etkiler
Sömürgecilik nedeniyle, Avrupa dilleriyle diğer diller
arasındaki uzun süreli ilişkinin sonucunda ikidilli karmaşık diller ve Avrupa
dillerinin yerlileştirilmiş türleri de ortaya çıkmıştır. Bunun en iyi örneği
Ekvador'daki Media Lengua dilidir. Bu dil İsponyalca sözcük dağarcığının
Quechua diliyle birleşmesinden oluşmuştur.
Kaynak Metin: LSA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder