Konu başlıkları
[gizle]Romanı Hazırlayan Altyapı
Dostoyevski'nin bu romanı yazmasında birkaç deneyiminin etkili olduğu düşünülür: Romanın kahramanının adının Alyoşa olması, kitabı yazmaya başlamadan önce ölen üç yaşındaki oğlu Alyoşa'ya bağlanır. Sibirya'daki sürgünü sırasında tanıştığı bir mahkumun babasını öldürmüş olması da romanın konusunu etkileyecektir. Daha sonra psikoanalizi hazırlayan Freud'un çalışmalarına da kaynaklık edecek Dostoyevski'nin baba katilliği veya genel anlamda babalık konusu üzerinde durmasının bir diğer nedeni de kendi babasının, fakirlerin tedavi olduğu bir hastanede çalışan sarhoş, ilgisiz ve köylüler tarafından öldürülen bir cerrah olmasıdır.Yapı
Romanın yazıldığı dönemde birçok eleştirmen tarafından düzensiz ve karışık bulunan tarafı 19. yüzyılda hiç de popüler olmayan birtakım tekniklerin kullanılmış olmasıdır. Anlatıcı pek de alışık olunmayan (daha sonra modernizmle birlikte kullanılmaya başlayan) bir teknikle aslında her şeyi bilmesine rağmen yine de olay hakkında sadece ipuçları vermekle yetinmekte merak unsurunu bozmamaktadır. İlahi ve olayın akışını bozan bir anlatım şekli gibi görünse de bir süre sonra bu ilahi ses, diğer karakterlerin sesleri içinde kaybolmaktadır.Ana Karakterler
- Fyodor Pavloviç Karamazov Karamazov ailesinin 55 yaşındaki, kadın düşkünü, asalak babası. Yaptığı iki evliliğin birincisinden sermaye yapabilecek kadar drahoma aldıktan ve bir çocuk sahibi olduktan sonra karısının evden kaçması ve akabinde hastalanıp ölmesi üzerine havaleli dediği ikinci karısı ile evlenip iki çocuk dünyaya getiren Fyodor Pavloviç'in, yüksek ihtimalle, bir gece evine gelen meczup bir kadından gayrimeşru bir oğlu daha vardır.
- Dimitri Fyodoroviç Karamazov ailenin 28 yaşındaki en büyük oğlu. Babası gibi şehvet düşkünü olan Dimitri(Mitya) yıllarca hiçbir pay alamadığı annesinin mirasından kendisine düşen payın bir kısmını nakden, gerçek değerinin altında parça parça almış ve borcunun kapandığına dair imza vermesine rağmen mirasın gerçek değerini göz önüne alarak babasından daha fazlasını istemektedir. Dimitri'nin üvey kardeşi Alyoşa ile sıkı bağları vardır. Katerina İvanovna ile nişanlı ve Gruşenka adındaki bir kadına aşıktır.
- İvan Fyodoroviç Karamazov Fyodor Pavloviç'in havaleli dediği ikinci karısından doğan 24 yaşındaki ikinci oğlu. İyi bir eğitim alan İvan nihilist düşünceleri olan ve aileden kopuk yaşayan bir gençtir. Romanda tanrıtanımazlığın üzerinden tartışıldığı İvan'ın da tıpkı Dimitri gibi babasına karşı beslediği düşmanca duyguları vardır.
- Aleksey Fyodoroviç Karamazov Fyodor Pavloviç'in yine ikinci karısından doğan 20 yaşındaki en küçük oğlu. Romanda genelde Alyoşa olarak geçen 20 yaşındaki genç belki de Dostoyevski'nin üç yaşında iken kaybettiği oğlunun adını taşıması bakımından romanın sonunda ortaya çıkacak olan savcının deyimi ile en hayırlı evlattır. Kentteki manastırda kalan Alyoşa, İvan'ın nihilist bir şüpheciliği temsil etmesi gibi Hristiyanlığı ve inancı sembolize eder.
- Pavel Smerdyakov meczup Lizaveta Smerdyaşçaya (Kokmuş)nın Fyodor Pavloviç ile ilişkisinden doğduğu düşünülen gayrimeşru çocuk. Fyodor Pavloviç tarafından evdeki hizmetçi çifte emanet edilen Smerdyakov saralıdır. Üvey ağabeyi İvan'ı örnek alan bir kopyadır. Her ne kadar Fyodor Pavloviç'e her fırsatta dalkavukluk etse bile ona karşı öfke besleyen Smerdyakov daha sonra hikâyeyi önemli ölçüde etkileyecektir.
- Agrafena Aleksandrovna Svetlova kentte birçok erkeğin ilgisini çeken civelek genç kadın. Dimitri'nin ve Fyodor Pavloviç'in de beraber olmak istedikleri Agrafena Aleksandrovna(Gruşenka) Dmitri ve babası arasındaki hiç bitmeyecek olacak husumetin de sorumlusudur.
- Katerina İvanovna Verkhovtseva Dimitri'nin nişanlısı. Babasının yaptığı yolsuzluğu saklamak için kendilerine yardım eden ve ordunun kasasından daha sonra ödenmek üzere alınan birkaç bin rubleyi temin eden Dimitri ile bu yaptığının kefareti olarak nişanlanan Katerina romanda asaletin, onurun ve şerefin temsilcisidir.
- İlyuşa kentteki bir öğrenci. Ölümü ile romandaki olayların çok az bir bölümünü oluşturduğu sanılsa da aslında İlyuşa Dostoyevski'nin teknik olarak çıktığı doruk noktasının göstergesidir. Ölümü ile teşkil ettiği küçük olay -yazarın üstün yeteneği ile- kitabın felsefesini oluşturan bir ipucuna dönüşmüştür.
Özet
- Bölüm 1 - Küçük Sevimli Bir Aile
- Bölüm 2 - Uygunsuz Bir Ziyaret
- Bölüm 3 - Şehvet Düşkünleri
- Bölüm 4 - Yaralar
- Bölüm 5 - Lehte ve Aleyhte
- Bölüm 6 - Rus Keşiş
- Bölüm 7 - Alyoşa
- Bölüm 8 - Mitya
- Bölüm 9 - Soruşturmanın İlk Aşaması
- Bölüm 10 - Oğlanlar
- Bölüm 11 - İvan Fyodoroviç
- Bölüm 12 - Hukuki Bir Hata
- Epilog
Çözümleme
Karamazov Kardeşler, genel olarak, dönemin moda akımlarından da hareketle tanrının varlığı, bu konudaki doğruların tartışılabilirliği hakkında bir açıklama niteliğindedir. İvan'ın 5. bölümde anlattığı Büyük Engizisyoncu hikâyesinin antitezini sonraki bölümde ölüm döşeğindeki Staretz Zosima verir. Diğer yandan Ateizmin felsefesinde (Camus'un Veba'sında) sıkça geçen dünyadaki tüm acımasızlıkların kaynağının yüce bir varlık olamayacağı düşüncesine burada İluşya'nın ölümüyle ortaya çıkan durumda cevap verilmeyişi ile okurun bu olayı kendi kişisel yargıları ile yorumlaması içindir. Bir görüşe göre Dostoyevski'nin buna cevabı acımasızlıkların olduğu dünyaya tanrının sevgi ve inançla gelen gücü de gönderdiğidir. Bir başka deyişle Dostoyevski'ye göre insan tüm zorlukların üstesinden tabiata ve insanlara sevgi duyarak ve sağlam bir inançla gelebilir. Bunun aksi mümkün değildir. Zira yaşadığı düşünce psikozları ile bunalımdan bunalıma giren ve aklını yitiren İvan, tanrıtanımazlığın deliliğe sürüklediği yolundaki en önemli örnektir. Bu örnekle Dostoyevski asla bir korkutmaca ile insanları tanrının dizine getirme yoluna gitmez. Onun tüm felsefesi sevgi ve naif bir bağlılık üzerine kuruludur.Bunun yanında romanın üzerinde durduğu bir diğer konu babalık ve baba katilliğidir. Dostoyevski'nin kendi özel yaşamında ve vicdanında özellikle yer eden bu konu, romanda Fyodor Pavloviç ve onu öldüren oğulları üzerinden tartışmaya açılmıştır. Fyodor Pavloviç, sorumsuz ve şehvet düşkünü bir baba olarak babalığı hak edemeyecek kadar bayağı bir adamdır. Öte yandan onu öldüren oğul sadece Smeryakov olsa bile aslında bu cinayeti isteyen ve bir dürtü duyan Dimitri de, bu cinayetin haklı olacağını savunup Smerdyakov'a istemeden yol göstericilik yapan İvan da ve aslında hayırlı evlat imajı ile cinayetin işleneceğini tahmin edip bunu engellemeye kalkışmayan Alyoşa da suçludur.
Romanın Etkileri
Karamazov Kardeşler, evrensel çapta uyandırdığı yankılarla biçok bilim adamını, düşünürü ve edebiyatçıyı etkilemiştir. Einstein, romanın yazın dünyasındaki en büyük başarılardan biri olduğunu söylerken, Sigmund Freud, kendisini doruk noktasına bu romanla çıkaran Dostoyevski'nin edebi anlamda Shakespeare'nin hemen yanıbaşında olduğunu belirtir. Sigmund Freud aynı zamanda baba katilliği üzerinde duran bu romanla Dostoyevki'nin yaşamı arasında bir ilişki kurmuştur. Dostoyevski'nin sara hastalığının babasının ölümüne dayandığını ifade eden Freud, bu konuyu Oidipus kompleksi ile bağdaştırarak, annesine duyduğu aşkla babasının ölümünü içten içe dileyen Dostoyevski'nin, köylüler tarafından öldürülen babasının cinayetinde kendi suçunun olduğunu düşenerek hiç sıyrılamadığı bir vicdan azabının içine girdiğini, bu vicdan azabınınsa yaşamı boyunca sürecek ve tüm romanlarına konu olacak olan sara hastalığını tetiklediğini öne sürer. Buna rağmen Dostoyevski'nin çocuklarında da varolan saranın psikolojik değil kalıtsal olduğunu önen süren psikiyatrlar ve nörologlar da az değildir.Franz Kafka, her fırsatta bir kan bağları olduğunu ileri sürdüğü Dostoyevski'ye romanlarında etkisi açıkça görülen ve daha sonra Camus'ya, Sartre'a yol göstericilik edecek olan Egzistansiyalist imgeler nedeniyle hayrandır. Karamazov Kardeşler'de kardeşlerin babalarına duydukları nefreti romanlarında kullanan Kafka'nın bu konudan etkilendiği Hüküm adlı hikâyesinde belirgin olarak görülür.
Tolstoy, Karamazov Kardeşler hakkında En sevdiğim kitap der. James Joyce'a göre Tolstoy Dostoyevski'nin edebi kabiliyetine değil kalbine hayrandır. Ona göre delilik Dostoyevski'nin dehasının sırrıdır. Coşku ile birleşen bu deha insan üzerinde derin bir etki yaratabilir. Makul bir adamın yapabilecekleri, bu tür bir deha ile kıyaslanırsa oldukça sınırlıdır.
Orhan Pamuk'a göre Karamazov Kardeşler, baba korkusu, nefret, para hırsı, şehvet gibi duyguların kurgulanan olayın içinde muhteşem bir biçimde eritilebildiği ender romanlardandır. Bu yönden Karamazov Kardeşler ona göre en iyi romanlardan biri belki de en iyisidir.
Dünya edebiyatının kilometre taşlarından olan bu yazarların yanı sıra Kurt Vonnegut, David James Duncan, Dinaw Mengestu gibi birçok seçkin yazar da Karamazov Kardeşler'deki, derin etkisini bugün bile farklı dilleri okuyan milyonlarca okur üzerinde hissettiren duyguları ve ölümsüz karakterleri romanlarında kullanmıştır.
Sinema uyarlamaları
Dostoyevski'nin "Karamazov Kardeşler" romanı 1921'den başlayarak birkaç kez sinemaya ve televizyona uyarlandı. Romandan yapılan sinema ve televizyon uyarlamaları şunlardır[1]Yıl | Film | Ülke | Yönetmen | Notlar |
---|---|---|---|---|
1921 | Die Brüder Karamasoff | Almanya | Carl Froelich | Siyah beyaz |
1931 | Der Mörder Dimitri Karamasoff | Almanya | Erich Engels, Fyodor Otsep | Siyah beyaz |
1947 | I fratelli Karamazoff | İtalya | Giacomo Gentilomo | Siyah beyaz |
1959 | The Brothers Karamazov | ABD | Richard Brooks | Renkli |
1969 | Bratya Karamazovy | Sovyetler Birliği | Kirill Lavrov | Renkli 232 dakika |
1976 | "O Julgamento" | Brezilya | Edison Braga | TV dizisi. 178 bölüm (60'ar dak.) |
2008 | "Karamazovi" | Çek Cumhuriyeti, Polonya | Petr Zelenka | Renkli, 1 sa. 50 dk |
2009 | "Bratya Karamazovy" | Rusya | Yuriy Moroz | 8 bölülük TV mini dizisi. 440 dak. |
2010 | Karadağlar | Türkiye | Oğuzhan Tercan | Show TV'de yayınlanan TV dizisi |
2011 | Sırat | Türkiye | Hatice Memiş | Star TV'de yayınlanan TV dizisi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder